Evrende şamanların *niyet *dediği, ölçülemez, betimlenemez bir güç vardır.
Niyet, bir düşünce, bir nesne ya da dilek değildir. Şamanlar niyeti, her şeyi yeniden düzenleyen, değiştiren ya da onları koruyan güç olarak tanımlarlar. Niyete açıklanamaz tin, soyut, nagual gibi adlar
verirler. *Herkesin "sezgi" olarak bildiği şey, niyet ile olan bağlantının canlanmasıdır.* Yani tüm evrende var olan kayıtsız şartsız her şey bir bağlantı hattıyla niyete bağlıdır. Savaşçılar bu bağlantıyı tartışmak, onu anlamak ve onu kullanmakla ilgilenirler. Özellikle ilgilendikleri bir şey de, onu gündelik yaşamlarının sıradan tasalarının duyarsızlaştırıcı etkilerinden temizlemektir. Bu bağlamda *şamanizm, kişinin niyetle bağlantısını arındırma yöntemi olarak tanımlanabilir.
Sıradan insanın niyetle bağlantı hattı neredeyse ölüdür ve savaşçılar işe yararsız bir bağlantı ile başlarlar; çünkü o isteyerek cevap vermez. *Bu bağlantıyı diriltmek için savaşçıların gereksindiği, şiddetli yakıcı bir erktir yani sarsılmaz niyet denilen özel bir zihin durumudur*.
Şamanların fendi, sıradan insanın fendi ile aynıdır. Her ikisinin de bir dünya betimlemesi vardır. *Sıradan insan onu aklıyla destekler, şaman ise niyetiyle.* Her iki betimlemenin de kuralları vardır ama şamanın üstünlüğü niyetin daha çok şey içermesindedir.
*Niyet, düşünceleri bir insana yenildiğini söylediğinde bile onu başarılı kılan şeydir. Savaşçının düşkünlüklerine karşın işlevini sürdürür. Niyet savaşçıyı incitilemez kılan şeydir ve bir şamanı duvardan, uzaydan, sonsuzluktan geçiren şeydir.*
Evrende, büyücülerin niyet dediği, ölçülemeyecek ve anlatılmayacak bir güç bulunduğunu ve evrende var olan her şeyin bir bağlantı hattıyla niyete bağlı olduğunu söyledi.
- Naguallar, büyücülerin ‘asgari şans’ adını verdikleri şeyin, kişinin niyet ile bağlantısının farkındalığını sağlamakla yükümlüydü.
- Niyet, algılamamıza neden olan yaygın kuvvettir. Farkındalığımızın nedeni algılamamız değildir, asıl niyetin baskısı ve işgali sonucudur.
- “Niyeti bilmenin tek yolu,” diye yanıtladı, “niyet ile onu hissedebilen canlılar arasında canlı bir bağlantı olduğu zaman onu tanımaktır.
- Yorumları anlamlandırmak büyücüler için olağan işlerden biriymiş. Yanlış yorumlamalar, sadece büyücünün kişisel duygularının işin içine girip niyet ile olan bağını bulanıklaştırması durumunda ortaya çıkabilirmiş.
- Niyetin, içine girelim diye, göz açıp kapayana dek önümüze diktiği görkemli yapılar ve içeri girdiğimizde kaybolmayalım diye verdiği işaretler.
- Onlar, niyet ile olan bağlarını denetlemeyi bilirler. Böylece her zaman önceden uyarılır, tinin kendileri için neler hazırladıklarını bilirler.
- Niyetin ne olduğunu bilmek, kişinin istediği herhangi bir zamanda o bilgiyi açıklayabileceği ya da kullanabileceği anlamına gelirmiş.
- O da niyetin bilgisinin herkese açık olduğu, ama yönetiminin onunla derinlemesine uğraşan insanların elinde olduğuydu.
- Acımasızlık bi büyücünün gözünü parlatır ve bu parlaklık da niyeti çağırır.
- “Bu, insanın us dünyasını, sessiz bilgiye tercih ettiği anlamına geliyor,” diye yanıtladı. “İnsan us dünyasına ne denli bağlanırsa, niyet o denli kısa ömürlü olur.
- Büyücüler niyetin mantıkla değil, gözlerle deneyimlendiğini söylerler. … “Niyetin bi yönü olan yoğunluk, doğal olarak büyücünün gözünün parıldamasına bağlıdır,” diye açıkladı. “Büyücüler o yalıtılmış algı adacıklarını çağrıştırmak için gözlerinin parıldamasıyla birlikte dönmek istedikleri alanı niyet ederler.”
- Boyun eğmez niyetin, toplanma noktasının olağan olmayan bir konumda sabit kalmasından ortaya çıkan bir kuvvet olduğunu söyledi. Büyücülerin boyun eğmez niyeti, değişmez kararlarını ateşleyen bir katalizör olarak gördüklerini söyleyerek devam etti, ya da tersi olarak: değişmez kararları, toplanma noktalarını, sırası geldiğinde boyun eğmez niyeti oluşturan yeni konumlara iteleyen katalizörmüş.
- Niyeti hiçbir şey aynı gücü anlamak için savaşan büyücülere ait hikâyeleri incelemekten daha iyi gösteremez büyücülere.
Bir fırsatını bulduğumda Carlos’a sordum:
“Carlos, sıradan bir insanın büyücülerin bilincine ulaşması için gereken nedir?"
“Niyet,” dedi. “İnsanın niyeti tine bir teklif yapmalı ve tin onu gelişim araçlarının yolu üzerine koyarak bunu kabul etmeli. Başka zamanlarda, kullanılabilir tek araç bir naguala doğrudan doğruya haber verilmiş olmaktı. Günümüzde ise sıradan bir insan, yayınlar aracılığıyla yönlendirilmeye elverişli.
-Don Juan niyetin, kişinin kullanabileceği, denetleyebileceği ya da harekete geçirebileceği bir şey olmadığını, yine de onu arzusu doğrultusunda kullanabileceğini, denetleyebileceğini ya da harekete geçirebileceğini söyledi. Bu çelişkinin büyücülüğün özü olduğunu belirtti. Bunu anlayamamak yüzyıllarca büyücülere acı ve üzüntü vermiş. Günümüzün nagualları bu acı dolu bedeli ödememek için, savaşçının yolu ya da kusursuz eylem denilen ve büyücüleri temkinli ve düşünceli olmaya hazırlayan bir davranışlar dizisi geliştirmişler.
-"Tüm yapman gereken, niyetini bi gümrük binası gibi düzenlemek. Tonalın dünyasındayken kusursuz bi tonal olmalısın; mantıksızlığın ne yeri ne zamanıdır. Niyet bi savaşçı için nagual ile tonal arasındaki kapıdır, ne taraftaysa, kapı öteki yan için kapanır
“Nagual niyetin her yerde var olduğunu söylemişti,” dedi La Gorda birdenbire. “Bu ne anlama geliyor?” diye sordum. “Bilmiyorum,” dedi. “Yalnızca aklıma gelen şeyleri söylüyorum. Nagual ayrıca, dünyayı oluşturan şeyin niyet olduğunu söylemişti.” Bu sözleri daha önce de duyduğumu biliyordum.
-Herkesin ‘sezgi’ olarak bildiği şey, niyet ile olan bağlantımızın canlanmasından başka bir şey değildir.
-Bükülmez niyet, iç sessizliğe yol açıyor ve iç sessizlik, birleşim noktasının rüyada uygun konumlara kaydırılabilmesi için gereken iç direnci karşılıyormuş.
-Yeni görücüler, yollarına sabırsızlık, umutsuzluk, kızgınlık ya da keder çıktığında çok basit bi eylem önerirler; Savaşçıların gözlerini yuvarlamasını önerirler, herhangi bi yöne doğru olabilir. Gözün devinimi, birleşim noktasını anlık olarak yerinden oynatır. Bu seni rahatlatacak. Bu, gerçek niyet ustalığının yerine kullanılır.
-Büyücüler, niyeti çağırmak için niyet sözcüğünü yüksek sesle ve açık şekilde seslendirirler. Niyet, evrende var olan bi güçtür. Büyücüler onu çağırdıklarında, niyet onlara gelir ve ustalığın yolunu açar; bu da büyücülerin giriştikleri her işte daima başarılı oldukları anlamına gelir.
“Keyfi ve önemsiz bile olsa, büyücülerin her istediklerini elde ettiklerini mi söylemek istiyorsun?”
Hayır, bunu demek istemiyorum. Niyet, elbette her amaç için çağrılabilir ama büyücüler, niyetin onlara yalnızca soyut bi şey için geldiğini zor yoldan öğrendiler.
(Don Juan)" C. Castaneda
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder