GEÇMİŞE KARŞI TUTUMUMUZU DEĞİŞTİREBİLİRİZ
Geçmiş yaşanmış ve bitmiş. Bunu değiştiremeyiz. Ama geçmiş hakkındaki düşüncelerimizi değiştirebiliriz. Bizi geçmişte biri incitti diye, şimdiki anda KENDİMİZİ CEZALANDIRMAK ne saçma.
Çok derin kırgınlıkları olan insanlara hep şunu söylerim: “lütfen, bu kırgınlıkları daha da derinleştirmeden çözmeye başlayın. Bir cerrahın bıçağı altında ya da ölüm yatağında olduğunuz ana kadar beklemeyin, o zaman bir de yaşadığınız panikle başa çıkmak zorunda kalacaksınız”
Panik içinde olduğumuz anlarda, düşüncelerimizi kendimizi iyileştirme konusunda yoğunlaştırmamız çok zordur. Önce korkularımızı yenmek için zaman harcamak zorundayız. Eğer her şeyin umutsuz, bizim de kurban olduğumuz inancını seçersek, Evren bu inancımıza “Evet” der.
Bu saçma, geri, olumsuz düşünce ve inançları bırakmamız hayati önem taşıyor.
GEÇMİŞİ BIRAKMAK İÇİN, AFFETMEYE HAZIR OLMALIYIZ
Geçmişi bırakmak, kendimiz dahil herkesi affetmeyi seçmek zorundayız. Nasıl affedeceğimizi bilmeyebiliriz, affetmek istemeyebiliriz; ama affetmeye istekliyim demek bile, iyileşme sürecini başlatır. Kendi iyiliğimiz için geçmişi bırakmak ve herkesi affetmek mutlaka gerekli.
“İstediğim gibi biri olmadığım için seni affediyorum. Seni affediyor ve özgür bırakıyorum”. Bu olumlu düşünce bizi özgür kılar.
TÜM HASTALIKLAR AFFETMEME DURUMUNDAN KAYNAKLANIR
Hastalandığımız zaman, yüreğimizi gözden geçirelim. Acaba kimi affetmeye ihtiyacımız var?
Course in Miracles şöyle der: “Tüm hastalıklar affetmeme durumundan kaynaklanır. Ne zaman hasta oluyorsak, affetmemiz gereken kişinin kim olduğunu düşünmeliyiz”
Bu düşünceye şunu da eklemek istiyorum: Affetmekte en çok zorlandığımız kişi, BIRAKMAYA EN ÇOK GEREKSİNİM DUYDUĞUMUZ KİŞİDİR.
Affetmek, bırakmak, vazgeçmek demek, göz yummak demek değil, tümüyle bırakmak demek. NASIL affedeceğimizi bilmek zorunda değiliz. Yapacağımız tek şey affetmeye İSTEKLİ OLMAK. Evren nasılların üstesinden gelir.
Kendi acımızı çok iyi anlayabiliyoruz. Çoğumuzun anlamakta güçlük çektiği şey, en çok affetmeye gereksinme duyduğumuz ONLARIN da acı çekmiş olmaları.
Şunu anlamalıyız ki, onlar da o an içindeki anlayış, farkındalık ve bilgi kapasitelerine göre yapabildiklerinin en iyisini yapıyorlardı. İnsanlar soruları ile bana geldiklerinde yalnızca tek şey üzerinde çalışırım, KENDİNİ SEVMEK.
Kendimizi OLDUĞUMUZ GİBİ ONAYLADIĞIMIZ, sevdiğimiz ve kabul ettiğimiz zaman, her şey yoluna giriyor.
Küçük mucizeler her yerde görülüyor. Sağlığımız düzeliyor, daha çok kazanıyoruz, ilişkilerimiz daha doyumlu hale geliyor, kendimizi çok yaratıcı biçimlerde ifade etmeye başlıyoruz.
Tüm bunlar çabalamadan, kendiliğinden oluyor. Kendini sevmek ve onaylamak, güven ortamı yaratmak, kendine güvenmek, layık olduğunu düşünmek ve kabul etmek kafamızın içinde bir düzen yaratır.
Bu da yaşamımızda daha sevecen ilişkiler, yeni bir iş, yaşayacağımız yeni ve daha güzel bir yer sağlar, hatta kilolarınızı bile dengeler.
Kendilerini ve bedenlerini seven insanlar, ne kendilerini, ne de başkalarını kötüye kullanırlar. Kendini onaylama ve kabul etme, hayatımızın her boyutunda olumlu değişimlerin olması için temel anahtarlardır.
Kendini sevmek, hiçbir şey için kendimizi eleştirmemekle başlar. Olumsuz eleştiri bizi tam da değiştirmek istediğimiz davranış kalıbının içine hapseder.
Kendimize gösterdiğimiz anlayış ve şefkat bu kısır döngüden çıkmamızı sağlar. Unutmayın, yıllardır kendinizi eleştiriyor ve bir işe yaramadığını görüyorsunuz. Bir de kendinizi onaylamayı deneyin. Görün bakalım neler olacak.
Geçmiş yaşanmış ve bitmiş. Bunu değiştiremeyiz. Ama geçmiş hakkındaki düşüncelerimizi değiştirebiliriz. Bizi geçmişte biri incitti diye, şimdiki anda KENDİMİZİ CEZALANDIRMAK ne saçma.
Çok derin kırgınlıkları olan insanlara hep şunu söylerim: “lütfen, bu kırgınlıkları daha da derinleştirmeden çözmeye başlayın. Bir cerrahın bıçağı altında ya da ölüm yatağında olduğunuz ana kadar beklemeyin, o zaman bir de yaşadığınız panikle başa çıkmak zorunda kalacaksınız”
Panik içinde olduğumuz anlarda, düşüncelerimizi kendimizi iyileştirme konusunda yoğunlaştırmamız çok zordur. Önce korkularımızı yenmek için zaman harcamak zorundayız. Eğer her şeyin umutsuz, bizim de kurban olduğumuz inancını seçersek, Evren bu inancımıza “Evet” der.
Bu saçma, geri, olumsuz düşünce ve inançları bırakmamız hayati önem taşıyor.
GEÇMİŞİ BIRAKMAK İÇİN, AFFETMEYE HAZIR OLMALIYIZ
Geçmişi bırakmak, kendimiz dahil herkesi affetmeyi seçmek zorundayız. Nasıl affedeceğimizi bilmeyebiliriz, affetmek istemeyebiliriz; ama affetmeye istekliyim demek bile, iyileşme sürecini başlatır. Kendi iyiliğimiz için geçmişi bırakmak ve herkesi affetmek mutlaka gerekli.
“İstediğim gibi biri olmadığım için seni affediyorum. Seni affediyor ve özgür bırakıyorum”. Bu olumlu düşünce bizi özgür kılar.
TÜM HASTALIKLAR AFFETMEME DURUMUNDAN KAYNAKLANIR
Hastalandığımız zaman, yüreğimizi gözden geçirelim. Acaba kimi affetmeye ihtiyacımız var?
Course in Miracles şöyle der: “Tüm hastalıklar affetmeme durumundan kaynaklanır. Ne zaman hasta oluyorsak, affetmemiz gereken kişinin kim olduğunu düşünmeliyiz”
Bu düşünceye şunu da eklemek istiyorum: Affetmekte en çok zorlandığımız kişi, BIRAKMAYA EN ÇOK GEREKSİNİM DUYDUĞUMUZ KİŞİDİR.
Affetmek, bırakmak, vazgeçmek demek, göz yummak demek değil, tümüyle bırakmak demek. NASIL affedeceğimizi bilmek zorunda değiliz. Yapacağımız tek şey affetmeye İSTEKLİ OLMAK. Evren nasılların üstesinden gelir.
Kendi acımızı çok iyi anlayabiliyoruz. Çoğumuzun anlamakta güçlük çektiği şey, en çok affetmeye gereksinme duyduğumuz ONLARIN da acı çekmiş olmaları.
Şunu anlamalıyız ki, onlar da o an içindeki anlayış, farkındalık ve bilgi kapasitelerine göre yapabildiklerinin en iyisini yapıyorlardı. İnsanlar soruları ile bana geldiklerinde yalnızca tek şey üzerinde çalışırım, KENDİNİ SEVMEK.
Kendimizi OLDUĞUMUZ GİBİ ONAYLADIĞIMIZ, sevdiğimiz ve kabul ettiğimiz zaman, her şey yoluna giriyor.
Küçük mucizeler her yerde görülüyor. Sağlığımız düzeliyor, daha çok kazanıyoruz, ilişkilerimiz daha doyumlu hale geliyor, kendimizi çok yaratıcı biçimlerde ifade etmeye başlıyoruz.
Tüm bunlar çabalamadan, kendiliğinden oluyor. Kendini sevmek ve onaylamak, güven ortamı yaratmak, kendine güvenmek, layık olduğunu düşünmek ve kabul etmek kafamızın içinde bir düzen yaratır.
Bu da yaşamımızda daha sevecen ilişkiler, yeni bir iş, yaşayacağımız yeni ve daha güzel bir yer sağlar, hatta kilolarınızı bile dengeler.
Kendilerini ve bedenlerini seven insanlar, ne kendilerini, ne de başkalarını kötüye kullanırlar. Kendini onaylama ve kabul etme, hayatımızın her boyutunda olumlu değişimlerin olması için temel anahtarlardır.
Kendini sevmek, hiçbir şey için kendimizi eleştirmemekle başlar. Olumsuz eleştiri bizi tam da değiştirmek istediğimiz davranış kalıbının içine hapseder.
Kendimize gösterdiğimiz anlayış ve şefkat bu kısır döngüden çıkmamızı sağlar. Unutmayın, yıllardır kendinizi eleştiriyor ve bir işe yaramadığını görüyorsunuz. Bir de kendinizi onaylamayı deneyin. Görün bakalım neler olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder