Dünyanın bir yerinde sizin de en iyi yanlarınızı ortaya çıkaracak, birlikteyken kendinizi tamamlanmış hissedeceğiniz, sizi olduğunuz gibi kabul edecek bir erkek/kadın var.
Eğer siz onu aramaya başladıysanız, buluşma vaktiniz gelmiş demektir Onu simdi bulmaya ne dersiniz?
“Aşkın ve Evliliğin Ezoterik Felsefesi” kitabının yazarı Dion Fortune’a göre Birinin üzüntüsü her ikisini de acıya boğarken, birinin neşeli olmasından her ikisi de haz duyuyor.
Bilinçli ya da bilinçsiz hepimizin içinde ideal eş arayışının olduğunu belirten Dion Fortune, “Aslında genelde her yürekte bu duruma ulaşma umudu saklıdır.
Hayal kırıklığıyla sonuçlanmış deneyimleriniz her ne kadar bunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını bugüne kadar göstermiş olsa da, bu umudun her zaman yeniden doğması, kökleri çok derinde yatan bir güdüden kaynaklandığını gösterir” diyor
Bu isteğin gerçekleşmesi için neler gerektiğini Dion Fortune şöyle özetliyor: “Başkasıyla tam birleşmenin olabilmesi için benlikten tam anlamıyla vazgeçilmesi gerekir.
Örneğin eşlerden birinin kendini tümüyle vermesi ve diğerinin yalnızca alması yeterli değil. Hatta her ikisinin kendilerini bütünüyle vermeleri de önemsiz.
İdeal eşleşme ancak eşlerden birinin, diğerinin sadece gereksindiğini vermesi durumunda gerçekleşiyor. Tersi durumda her tür özveri yararsız hale geliyor.
Dion Fortune, çoğu kez sıradan tutku ya da ani duygusal çekiciliklerin, kolayca abartılarak olduğundan daha yüksek bir düzeydeymiş gibi algılanabildiğini söylüyor.
Ruhsal evrimin alt süreçlerinde olan bireyler, ani ve denetlenemez tutkulara fazla eğilimli oluyorlar.
Herhangi biriyle sürekli ve uyumlu bir beraberlik sürdüremeyecek kadar benmerkezci, kendi sınırlamaları ve tensel zevklerine bağımlı olan bu insanların eş ruhlarını bulma yolunda katedecekleri çok fazla aşama var.
Eğer onlardan biriyle birlikteyseniz ve ideal eşinizi arıyorsanız, onunla hemen “belki başka zaman” diyerek vedalaşın.
Çünkü bu tiplerin arzuları karşılığında verebilecekleri pek az şeyleri oluyor ve bunları yönlendirmeyi üstlenen biri çok geçmeden karşılığını alamadığı bu ilişkiden bıkıyor.
Dion Fortune, “Gelişim sürecinin farklı yönlerde oluştuğu bireylerde bu bağın güçlenmesini beklemek yararsızdır Bir insan yaşamını askerlik mesleğine adamışsa, yaşamını ülkeler arasında barışın sağlanmasına adayan eşiyle yan yana yürümesi mümkün olmayacaktır” diyor
EŞ RUHUNUZU BULUNCAYA KADAR
“Düşüncelerinizin Gücü” kitabının yazarı olan, 1974’ten bu yana Münih’te kurduğu Hipnoz Araştırmaları Enstitüsü’nün başında bulunan, Almanya’nın en tanınmış hipnoz terapistlerinden Erhard F Freitag’ın ideal eşini buluncaya kadar diğer erkeklere/kadınlara burun kıvırmaya karar vermiş olan kadınlara/erkeklere önerileri var:?
Yaşamın şu yasasını aklınızdan çıkarmayın:
1- Birisini arıyorsanız, yeryüzünde sizi de arayan biri var demektir Eğer öyle olmasaydı siz de arayış içinde olmazdınız.
Çünkü spritüel planda boşluğa giden tek bir içtepi bile yoktur Her şey birbirine bağlıdır İsterseniz kısa boylu, şişko ve evlilik dışı üç çocuk annesi olun Bir erkeğin özlemini çekiyorsanız, dünyada öyle bir adam var demektir Ufak tefek tombul kadınları seven, çocuklara bayılan ve sizin sıcak yüreğinizin ona verebileceklerini özleyen bir adam.
Bir eş isteyen ve bulamayan insanların çoğu boş yere aşağılık duygusunun pençesinde kıvranırlar Hatta bazıları, mankenler gibi genç ve alımlı olmadıkları ya da sigara reklamlarının yıldızları gibi cool ve kendinden emin görünmedikleri için hiç kimsenin onlarla ilgilenmeyeceğine inanmışlardır.
Halbuki inanılmaz güzel görünen, başarılı insanların hayatı sizinkinden, benimkinden çok daha mutlu değil ki Onlar biraz daha şanslılar belki; ama sizin de mutlaka farkında olmadığınız ve onlarda bulunmayan avantajlarınız var. Belki de bunları kullanmayı öğrenmeniz gerekiyor.
Erhard F Freitag ‘n, eş ruhunu bulmak isteyenler için basit önerileri var
2- Bunun için önce, verebileceklerinizi kafanızda netleştirmelisiniz.
3- Kim olduğunuzu bilin, olmadığınız bir insanmış gibi davranmak için boş yere kendinizi yormayın
4- Kalitenizin bilincinde olun, hangi yönünüzle başka insanları çektiğinizin farkına varın Mizahi yanınız mı, cazibeniz mi, zekânız mı, sadakatiniz mi, güven uyandıran kişiliğiniz mi, anaçlığınız mı, sportifliğiniz mi, duyarlılığınız mı, pratik yönünüz mü?
5- Kişiliğinizin sandığının gizli köşelerini karıştırdığınızda hazine bulacağınızdan emin olabilirsiniz
Erhard F Freitag, bunu dostlara sormanın da iyi bir yöntem olacağını söylüyor Çünkü o zaman ortaya çok şaşırtıcı sonuçlar çıkabiliyor.
Doğal gördüğünüz için sizin farkında bile olmadığınız bazı özelliklerinizi onlar yüceltiyor olabilirler
Sonra sıra pratik çalışmaya geliyor Kendinizi dünyaya, kozmosa mesaj yollayan bir verici gibi farz edin
Her sabah uyandıktan sonra yollayacağınız mesajın özü şöyle olacak:
” Selam ideal eşim, eş ruhum Ben buradayım Sana sesleniyorum”
Sonra o gün neler yapacağınızı ona anlatacaksınız Örneğin: “Sabah onbirde kuafördeyim Saat beşte istasyonda bir arkadaşımı karşılayacağım Akşam köşedeki kafede oturacağım Eğer benimle karşılaşmak istiyorsan, bugün beni nerede bulacağını biliyorsun”
Tamam, kabul Böyle okuyunca insana komik geliyor; ama Erhard F Freitag, spiritüel olarak hazır olan bazı insanlar için sonuçların tecrübeyle sabit olduğunu söylüyor
Aslında denemekten kimseye zarar gelmez Bu yöntemi uygulamak için aşmanız gereken tek engel mantığınız.
O size daha şimdiden, hiç tanımadığınız birini bu şekilde çağırmanın mümkün olmadığını, ” ruhsal telefonla ” böylesi bir randevulaşmanın zırvalamaktan öte anlam taşımadığını söylemeye başladı bile değil mi?
Filozoflar, sadece kendi üstünlüğünü tanıyan mantığın bu konuda da dar kalıplar içinde sıkışıp kalmış olduğunu söylüyorlar
Spritüel dünyada aslında ” rüzgara seslendiğiniz ” pek çok şeyi, başkalarının ve özellikle buna ihtiyacı olanların algıladıklarından emin olabilirsiniz.
Peki bu mesajlar doğru alıcıya nasıl ulaşıyor?
“Bu sadece bir dalga boyu meselesi” diyor, Erhard F Freitag ve şöyle devam ediyor: “Aynı frekanslar buluşur, birbirlerine uyum sağlar ve güçlenirler.
Alıcı ve verici, tıpkı geceyle gündüz, kadınla erkek, yaşamla ölüm gibi birbirlerine aittirler ”
“Bir eş arıyorsanız bilin ki buluşmanız, ilk önce ruhsal boyutta olur, sonra bedensele geçer. Yani onunla cismen karşı karşıya geldiğinizde aranızdaki ruhsal bağlantı aslında geçmişe dayanmaktadır Birbirini sevenler, yeni karşılaşmış olsalar bile uzun zamandır tanışıyormuş gibi hissederler”
Ancak eş ararken kesinlikle yapmamanız gereken bir yanlış var:
1- İlle de sahip olmak istediğiniz bir insana kendinizi odaklamak Çünkü özellikle kadınlar, nedense son zamanlarda bir eşi olan ya da kendilerine ilgi göstermeyen şu ya da bu erkeği kafalarına takmaya çok eğilimliler
Sizin yapmanız gereken tek şey, ruhen uyumlu bir beraberlik kurabileceğiniz bir eş istemek Çünkü belirli bir insanı zorla kendinize yöneltmeye çalışırsanız, büyük olasılıkla ideal eş ruhunuzun size gelmesine de engel olacaksınız.
* Alıntı
Eğer siz onu aramaya başladıysanız, buluşma vaktiniz gelmiş demektir Onu simdi bulmaya ne dersiniz?
“Aşkın ve Evliliğin Ezoterik Felsefesi” kitabının yazarı Dion Fortune’a göre Birinin üzüntüsü her ikisini de acıya boğarken, birinin neşeli olmasından her ikisi de haz duyuyor.
Bilinçli ya da bilinçsiz hepimizin içinde ideal eş arayışının olduğunu belirten Dion Fortune, “Aslında genelde her yürekte bu duruma ulaşma umudu saklıdır.
Hayal kırıklığıyla sonuçlanmış deneyimleriniz her ne kadar bunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını bugüne kadar göstermiş olsa da, bu umudun her zaman yeniden doğması, kökleri çok derinde yatan bir güdüden kaynaklandığını gösterir” diyor
Bu isteğin gerçekleşmesi için neler gerektiğini Dion Fortune şöyle özetliyor: “Başkasıyla tam birleşmenin olabilmesi için benlikten tam anlamıyla vazgeçilmesi gerekir.
Örneğin eşlerden birinin kendini tümüyle vermesi ve diğerinin yalnızca alması yeterli değil. Hatta her ikisinin kendilerini bütünüyle vermeleri de önemsiz.
İdeal eşleşme ancak eşlerden birinin, diğerinin sadece gereksindiğini vermesi durumunda gerçekleşiyor. Tersi durumda her tür özveri yararsız hale geliyor.
Dion Fortune, çoğu kez sıradan tutku ya da ani duygusal çekiciliklerin, kolayca abartılarak olduğundan daha yüksek bir düzeydeymiş gibi algılanabildiğini söylüyor.
Ruhsal evrimin alt süreçlerinde olan bireyler, ani ve denetlenemez tutkulara fazla eğilimli oluyorlar.
Herhangi biriyle sürekli ve uyumlu bir beraberlik sürdüremeyecek kadar benmerkezci, kendi sınırlamaları ve tensel zevklerine bağımlı olan bu insanların eş ruhlarını bulma yolunda katedecekleri çok fazla aşama var.
Eğer onlardan biriyle birlikteyseniz ve ideal eşinizi arıyorsanız, onunla hemen “belki başka zaman” diyerek vedalaşın.
Çünkü bu tiplerin arzuları karşılığında verebilecekleri pek az şeyleri oluyor ve bunları yönlendirmeyi üstlenen biri çok geçmeden karşılığını alamadığı bu ilişkiden bıkıyor.
Dion Fortune, “Gelişim sürecinin farklı yönlerde oluştuğu bireylerde bu bağın güçlenmesini beklemek yararsızdır Bir insan yaşamını askerlik mesleğine adamışsa, yaşamını ülkeler arasında barışın sağlanmasına adayan eşiyle yan yana yürümesi mümkün olmayacaktır” diyor
EŞ RUHUNUZU BULUNCAYA KADAR
“Düşüncelerinizin Gücü” kitabının yazarı olan, 1974’ten bu yana Münih’te kurduğu Hipnoz Araştırmaları Enstitüsü’nün başında bulunan, Almanya’nın en tanınmış hipnoz terapistlerinden Erhard F Freitag’ın ideal eşini buluncaya kadar diğer erkeklere/kadınlara burun kıvırmaya karar vermiş olan kadınlara/erkeklere önerileri var:?
Yaşamın şu yasasını aklınızdan çıkarmayın:
1- Birisini arıyorsanız, yeryüzünde sizi de arayan biri var demektir Eğer öyle olmasaydı siz de arayış içinde olmazdınız.
Çünkü spritüel planda boşluğa giden tek bir içtepi bile yoktur Her şey birbirine bağlıdır İsterseniz kısa boylu, şişko ve evlilik dışı üç çocuk annesi olun Bir erkeğin özlemini çekiyorsanız, dünyada öyle bir adam var demektir Ufak tefek tombul kadınları seven, çocuklara bayılan ve sizin sıcak yüreğinizin ona verebileceklerini özleyen bir adam.
Bir eş isteyen ve bulamayan insanların çoğu boş yere aşağılık duygusunun pençesinde kıvranırlar Hatta bazıları, mankenler gibi genç ve alımlı olmadıkları ya da sigara reklamlarının yıldızları gibi cool ve kendinden emin görünmedikleri için hiç kimsenin onlarla ilgilenmeyeceğine inanmışlardır.
Halbuki inanılmaz güzel görünen, başarılı insanların hayatı sizinkinden, benimkinden çok daha mutlu değil ki Onlar biraz daha şanslılar belki; ama sizin de mutlaka farkında olmadığınız ve onlarda bulunmayan avantajlarınız var. Belki de bunları kullanmayı öğrenmeniz gerekiyor.
Erhard F Freitag ‘n, eş ruhunu bulmak isteyenler için basit önerileri var
2- Bunun için önce, verebileceklerinizi kafanızda netleştirmelisiniz.
3- Kim olduğunuzu bilin, olmadığınız bir insanmış gibi davranmak için boş yere kendinizi yormayın
4- Kalitenizin bilincinde olun, hangi yönünüzle başka insanları çektiğinizin farkına varın Mizahi yanınız mı, cazibeniz mi, zekânız mı, sadakatiniz mi, güven uyandıran kişiliğiniz mi, anaçlığınız mı, sportifliğiniz mi, duyarlılığınız mı, pratik yönünüz mü?
5- Kişiliğinizin sandığının gizli köşelerini karıştırdığınızda hazine bulacağınızdan emin olabilirsiniz
Erhard F Freitag, bunu dostlara sormanın da iyi bir yöntem olacağını söylüyor Çünkü o zaman ortaya çok şaşırtıcı sonuçlar çıkabiliyor.
Doğal gördüğünüz için sizin farkında bile olmadığınız bazı özelliklerinizi onlar yüceltiyor olabilirler
Sonra sıra pratik çalışmaya geliyor Kendinizi dünyaya, kozmosa mesaj yollayan bir verici gibi farz edin
Her sabah uyandıktan sonra yollayacağınız mesajın özü şöyle olacak:
” Selam ideal eşim, eş ruhum Ben buradayım Sana sesleniyorum”
Sonra o gün neler yapacağınızı ona anlatacaksınız Örneğin: “Sabah onbirde kuafördeyim Saat beşte istasyonda bir arkadaşımı karşılayacağım Akşam köşedeki kafede oturacağım Eğer benimle karşılaşmak istiyorsan, bugün beni nerede bulacağını biliyorsun”
Tamam, kabul Böyle okuyunca insana komik geliyor; ama Erhard F Freitag, spiritüel olarak hazır olan bazı insanlar için sonuçların tecrübeyle sabit olduğunu söylüyor
Aslında denemekten kimseye zarar gelmez Bu yöntemi uygulamak için aşmanız gereken tek engel mantığınız.
O size daha şimdiden, hiç tanımadığınız birini bu şekilde çağırmanın mümkün olmadığını, ” ruhsal telefonla ” böylesi bir randevulaşmanın zırvalamaktan öte anlam taşımadığını söylemeye başladı bile değil mi?
Filozoflar, sadece kendi üstünlüğünü tanıyan mantığın bu konuda da dar kalıplar içinde sıkışıp kalmış olduğunu söylüyorlar
Spritüel dünyada aslında ” rüzgara seslendiğiniz ” pek çok şeyi, başkalarının ve özellikle buna ihtiyacı olanların algıladıklarından emin olabilirsiniz.
Peki bu mesajlar doğru alıcıya nasıl ulaşıyor?
“Bu sadece bir dalga boyu meselesi” diyor, Erhard F Freitag ve şöyle devam ediyor: “Aynı frekanslar buluşur, birbirlerine uyum sağlar ve güçlenirler.
Alıcı ve verici, tıpkı geceyle gündüz, kadınla erkek, yaşamla ölüm gibi birbirlerine aittirler ”
“Bir eş arıyorsanız bilin ki buluşmanız, ilk önce ruhsal boyutta olur, sonra bedensele geçer. Yani onunla cismen karşı karşıya geldiğinizde aranızdaki ruhsal bağlantı aslında geçmişe dayanmaktadır Birbirini sevenler, yeni karşılaşmış olsalar bile uzun zamandır tanışıyormuş gibi hissederler”
Ancak eş ararken kesinlikle yapmamanız gereken bir yanlış var:
1- İlle de sahip olmak istediğiniz bir insana kendinizi odaklamak Çünkü özellikle kadınlar, nedense son zamanlarda bir eşi olan ya da kendilerine ilgi göstermeyen şu ya da bu erkeği kafalarına takmaya çok eğilimliler
Sizin yapmanız gereken tek şey, ruhen uyumlu bir beraberlik kurabileceğiniz bir eş istemek Çünkü belirli bir insanı zorla kendinize yöneltmeye çalışırsanız, büyük olasılıkla ideal eş ruhunuzun size gelmesine de engel olacaksınız.
* Alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder