1-Direnme Gücü: Etraf karardığında da yola devam etme gücü. Herşeyin ters-düz edilebilirliğine olan inancını kaybetmemek. kendi korkularınla başkalarını da korkutmamak. Çok güzel bir laf vardı ”Sadece güneşli günlerde yürürsen, gideceğin yere varamazsın” diye, işte onu unutmamak.
2-Empati: Bir başkasının acısını,derdini içine almak, sebinmiş gibi yapmak. Hatta yapabiliyorsan kendine bir de onun gözünden bakmak. Herşey sen demek değil !
3-Sabır: Modern çağ bizi tahammülsüzlüğe ve hıza bağımlı kıldı. Halbuki herşeyin herzaman mükemmel gitmediği ilgisini yutarsak sabırla herşeyi işlemek de mümkün. Onun en güzel lafı da ‘sabreden derviş muradına ermiş’
4-Fedakarlık: Genlerimizde bencillik kadar fedakarlık da var.Türümüzün devamı için, grup için fedakarlık yapmışız hep. Yoksa birini sevemez, aile kuramaz, dünyayı kurtaran adam olmayı isteyemezdik. fedakarlık yapan, yapmayandan öne geçer.
5-Kibarlık: Bu nereden çıktı diyeceksiniz? özellikle Türkiyede pek prim yapmayan, zayıflık gibi algılanan birşey.halbuki medeniyet başkalarına saygı göstererek, konuşma ve haraketlerine üslup katarak kuruluyor. Tolerans gibi biraz. seninle aynı fikirde olmayanla bile, birarada gerilimsiz durmanı sağlar.
6-Mizah: kendisiyle dalga geçemeyen ve geçirtmeyen insanlar çok sıkıcı. Mizah üzüntüyle başetmenin en etkili yolu. Aslında hep hayal kırıklığından besleniyor. Mizah hep şu uçurumlarda köprü kuruyor. Olanla, olmasını istediğimiz arasındaki uçurumda, hayalimizdeki bizle gerçek biz uçurumunda; başlkalarını hakkında düşündüklerimizle başkalarının nasıl olduğu arasında. Bu uçurumlara düşmek yerine, dalgayla geçsek üzerinden daha erdemli olmuş olmaz mıyız?
7-Kendini bilmek: İki şansımız var. Ya kendimizi bilmeyip herşeyi başkalarından bileceğiz yada kendimizi bileceğiz ! Büyük insanların çuvaldızı hep kendilerine batırmaları işte bundan. Bizim dışımızda suçlanacak biri, çoğu zaman yok.
8-Affetmek: Birini affetmek için Hindistan’a aşramlara gidip, saatlerce kıpırdamadan oturup gözyaşı dökenler gördüm. Büyük hafızayı yakmak istiyorlardı. Halbuki bir uçan balonu bırakır gibi affetmek de mümkün. Kolay değil tabiki ama erdemli olmak kolay değilki zaten. Hataları silemeyenler, yeni bişeyler de yazamıyor.
9-Umut: Karamsarlık derin, iyimserlik ise yüzeysel sayılıyor. İyimserler kör, duyarsız sayılıyor. Halbuki umut, bugünün yarının silik bir eskizi olduğunu hatırlayabilmek. Ki öyle..Yarın hep daha güzel. Bu rüzgarı alanın yelkenleri dolar.
10-Kendine güven: Çoğu büyük hayal, sırf güvensizlik yüzünden hayal kalır. Hayatın kısa olduğunu bilip, riski alan madalyasını kazanır. kendine güven kibir değildir, cesaret etmektir.
2-Empati: Bir başkasının acısını,derdini içine almak, sebinmiş gibi yapmak. Hatta yapabiliyorsan kendine bir de onun gözünden bakmak. Herşey sen demek değil !
3-Sabır: Modern çağ bizi tahammülsüzlüğe ve hıza bağımlı kıldı. Halbuki herşeyin herzaman mükemmel gitmediği ilgisini yutarsak sabırla herşeyi işlemek de mümkün. Onun en güzel lafı da ‘sabreden derviş muradına ermiş’
4-Fedakarlık: Genlerimizde bencillik kadar fedakarlık da var.Türümüzün devamı için, grup için fedakarlık yapmışız hep. Yoksa birini sevemez, aile kuramaz, dünyayı kurtaran adam olmayı isteyemezdik. fedakarlık yapan, yapmayandan öne geçer.
5-Kibarlık: Bu nereden çıktı diyeceksiniz? özellikle Türkiyede pek prim yapmayan, zayıflık gibi algılanan birşey.halbuki medeniyet başkalarına saygı göstererek, konuşma ve haraketlerine üslup katarak kuruluyor. Tolerans gibi biraz. seninle aynı fikirde olmayanla bile, birarada gerilimsiz durmanı sağlar.
6-Mizah: kendisiyle dalga geçemeyen ve geçirtmeyen insanlar çok sıkıcı. Mizah üzüntüyle başetmenin en etkili yolu. Aslında hep hayal kırıklığından besleniyor. Mizah hep şu uçurumlarda köprü kuruyor. Olanla, olmasını istediğimiz arasındaki uçurumda, hayalimizdeki bizle gerçek biz uçurumunda; başlkalarını hakkında düşündüklerimizle başkalarının nasıl olduğu arasında. Bu uçurumlara düşmek yerine, dalgayla geçsek üzerinden daha erdemli olmuş olmaz mıyız?
7-Kendini bilmek: İki şansımız var. Ya kendimizi bilmeyip herşeyi başkalarından bileceğiz yada kendimizi bileceğiz ! Büyük insanların çuvaldızı hep kendilerine batırmaları işte bundan. Bizim dışımızda suçlanacak biri, çoğu zaman yok.
8-Affetmek: Birini affetmek için Hindistan’a aşramlara gidip, saatlerce kıpırdamadan oturup gözyaşı dökenler gördüm. Büyük hafızayı yakmak istiyorlardı. Halbuki bir uçan balonu bırakır gibi affetmek de mümkün. Kolay değil tabiki ama erdemli olmak kolay değilki zaten. Hataları silemeyenler, yeni bişeyler de yazamıyor.
9-Umut: Karamsarlık derin, iyimserlik ise yüzeysel sayılıyor. İyimserler kör, duyarsız sayılıyor. Halbuki umut, bugünün yarının silik bir eskizi olduğunu hatırlayabilmek. Ki öyle..Yarın hep daha güzel. Bu rüzgarı alanın yelkenleri dolar.
10-Kendine güven: Çoğu büyük hayal, sırf güvensizlik yüzünden hayal kalır. Hayatın kısa olduğunu bilip, riski alan madalyasını kazanır. kendine güven kibir değildir, cesaret etmektir.
Nil Karaibrahimgil'in yazsından alınmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder