Birçoğumuzun sıkça yaptığı bir eylemdir bir işten sonuç alana kadar onu başkalarından gizleme olayı. Bilimsel bir nedeni bile varmış hatta bu mevzunun. Sözlük yazarı ”larker” anlatmış.
2009 yılında dünyaca ünlü psychological science dergisinde bu tavsiyeyi destekleyecek nitelikte bir makale yayınlanmış:
Bir kere şunu söylemek istiyorum. fiziksel olarak evrende gerçek manada bir boşluk yoktur. uzayın en karanlık görünen ve içinde hiçbir şey barındırmadığı düşünülen yerlerinde dahi çok ufak da olsa parçacıklar bulunmaktadır. Aynı zamanda her madde (ne kadar yoğun ya da seyrek olursa olsun) içinde bulunduğu şeyi dolduracak şekilde hareket etme eğilimindedir. söz gelimi -yaygın bir şekilde bilindiği üzere- herhangi büyüklükteki bir kap içerisinde bulunan gaz molekülleri kabı tamamen dolduracak şekilde yayılırlar.
Buradan insan zihnine bir analoji kurulabilir kanısındayım. Ne kadar çok ya da az şeyle ilgilenirsek ilgilenelim (beynimiz ne kadar dolu ya da boş olursa olsun), ilgilendiğimiz şeyler zihnimizin hepsini kapsayacak şekilde yayılmaya başlar. Buradan hareketle hayatta tek bir şeye odaklanmanın çoğu zaman doğru bir karar olmadığı söylenebilir. Tek bir şeyle uğraşırsanız bu şey sizin hayatınızın %100’ünü kapsar, başarısızlık anında amaçlarınızın %100’ünden geri kalırsınız. Bu nedenle de “riski dağıtmak” genellikle daha makul bir seçenektir. Bir yerine on farklı şey ile uğraştığınız takdirde (eşit ağırlıklarda olduğunu düşünelim), bu durum olası bir başarısızlıkta geriye hala en azından %90’ın kaldığı anlamına gelecektir.
– Tek bir şeye odaklanmak, beyninizin yalnız o tek şeye odaklanacak ve diğer şeyler için ayrıl(ması gerekli ol)an boşlukları dolduracak şekilde çalışmasına, bu nedenle de hayatınızdaki diğer şeyleri göz ardı etmenize neden olabilir:
– Aynı zamanda geri dönüşü olmayan bir noktaya geldiğiniz hissine kapılabilirsiniz. Bu da aslında artık o işle ilgilenmeyi bırakmanız gerektiği halde, bu durumdan kurtulamamanıza ve zorunlu olarak devam etmenize neden olabilir:
Öte yandan asıl mevzu ya gelirsek, herhangi bir hedefinizi sürekli dile getirmek, beklendiğinin aksine çok başarılı sonuçlar vermeyebilir.
– Hem kendinizde hem de başkalarında gereğinden fazla beklenti yaratabilirsiniz. Bu da üzerinizde gereksiz bir baskıya sebep olacaktır. Üstüne bir de başarısız olursanız şayet, kendinizi ve sevenlerinizi üzecek, sizi sevmeyen insanları ise sevindireceksiniz.
– Başarılı olmanızı istemeyen insanlar önünüze set çekmek isteyebilirler.
– Beyniniz, sanki o iş gerçekleşmiş gibi tatmin olarak (false alarm) dopamin salgılayabilir. bu da ilgilenmeniz gereken işe yeterince odaklanamamanıza neden olabilir. Burada verdiğim linkten kısa bir alıntı yapacağım:
“Bir hedeften bahsetmek ve övgü beklemek geri tepebilir. Hedefleri olan bir insan olmak ve övgü almak sizi iyi hissettirecektir. Psikologlar bu duruma social reality (sosyal gerçeklik) adını vermiştir. Öte yandan, bu durumda beyniniz sanki hedeflerinize ulaşmışsınız gibi yatışır, gereksiz bir rahatlama hissedersiniz ve rehavete kapılırsınız. Sonuç olarak da başarmanız için atılması gerekli adımları sağlayacak kimyasal motivasyondan mahrum kalırsınız.”
Artık makaleye geri dönmek istiyorum. muhtelif sayıdaki denekler ve dört farklı çalışma sonrasında aşağıdaki verilere ulaşılmış.
“Gerçekleştirilmesi arzu edilen bir hedeften başkaları haberdar olduğunda, kişinin söz konusu hedefle ilgili performansı sekteye uğrar.”
(Çenenizi kapalı tutun.)
“Hem hemen gerçekleşecek hem de bir hafta sonra hayata geçirilecek performanslarda da benzer etki görülür.”
(Hedefin beklenen gerçekleşme tarihinin pek bir önemi bulunmamakta.)
“Diğerlerinin söz konusu hedefi bilmesi, hedefe ulaşmışçasına gereksiz ve zamansız bir şekilde tatmin duygusu yaratabilir.”
(Övülmek ve takdir toplamak için işin bitmesini bekleyin.)
Kolaylıkla anlaşılabileceği gibi bir işten sonuç alana değin o işi gizlemek gayet makul bir tercihtir. Çenenizi kapayın, işinize odaklanın ve övgüyü başarı sonrasına saklayın.
ALINTI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder