Zihinden günde 70 bin düşünce geçiyor. Bunların %70’i olumsuz. Bu olumsuz düşüncelerin oranı karamsarlarda %90, takıntılılarda ise %95’i bulabiliyor. Depresyonda ise zihinden %97 olumsuz düşünce geçiyor. Bu olumsuz düşünceler de zihnin ve bedenin bağışıklık sistemini yavaşlatıyor.
Tüm hastalıklar, af noksanlığı başta olmak üzere, olumsuz duygu ve düşüncelerden kaynaklanıyor. Hastalanınca iyi olmak için önce kimi affedeceğimizi bulalım diyen Dr. Halil İbrahim Erbıyık şunlara dikkat çekiyor: “En çok affetme zorluğu var. Bırakmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz şey affetmektir. Düşünce ve sözlerinizi değiştirmekle işe başlayın."
Zihin odasını temizle
Zihin odasını temizle
Dip bucak zihinsel temizlik için her şeyin gözden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Halil İbrahim Erbıyık, "Değişim, inandığın doğrudur. Doğru olmadığına inanıyorsan doğru değildir. Olumlu veya olumsuz hangi mesajı gönderirsen, aynen sana dönecektir. Güç noktası şu andadır ve zihin odası ev temizliği gibi temizlenmelidir” diyor.
Şifa için gelişmek ve değişmek
"Değişimin ön koşulu kabuldür” vurgusunu yapan Dr. Halil İbrahim Erbıyık, “İnsan hayatını etkileyen önemli bir konu da yeni okuduğu kitaplar ve yeni tanıdığı dostlardır. Can sıkıntısı, yapacak bir şeyin olmamasının değil, uğrunda yaşanılacak bir şeyin olmamasının sonucudur. Üstüne basarak ve öz güvenle ,'Ben bu işi yapabilirim?' telkininde bulunun'. Bakıldığında şifa için gelişme ve değişme budur” vurgusunu yapıyor.
En büyük keşif farkındalık
Endişe, şüphe ve korkuları terk ettiğinde, geçmişin iyileşme sürecine gireceğini ve geleceğin de aydınlatılmasına yol göstereceğini söyleyen Dr. Halil İbrahim Erbıyık şunlara dikkat çekiyor: “Eski seni terket. Kaybetmenin tek yolu, kendine inanmayı hayal etmeyi kesmek ve eski senle yaşamaktır. Kararlılık ve farkındalık insan iradesinin zilini çalma, onu uyandırma servisidir. En büyük keşiftir. ”
Hastalığı çağırma
Duygu ve düşünceler bedeni şekillendiriyor. Hastalığı davet ediyor. Yediğimiz, içtiğimiz her şey, yürüdüğümüz yol, ettiğimiz dua, toplum bilinci, aileden gelen miras davranış modelleri DNA'mıza aktarılıyor. Bir insan hakkındaki iyi veya kötü düşüncemiz, kendimiz hakkındaki planlar, hepsi fiziki bedene yansıyor. Duygu durumu da, zihinsel davranışlarımızı şekillendiriyor. Bir şeyden korkuyorsak yanlış düşünmeye ve başımıza kötü olayların gelmesini planlamaya başlıyoruz. Bir süre sonra da fiziğimiz buna göre şekillenebiliyor. Fiziki iyilik için duygu arınması şart.
Şifa için gelişmek ve değişmek
"Değişimin ön koşulu kabuldür” vurgusunu yapan Dr. Halil İbrahim Erbıyık, “İnsan hayatını etkileyen önemli bir konu da yeni okuduğu kitaplar ve yeni tanıdığı dostlardır. Can sıkıntısı, yapacak bir şeyin olmamasının değil, uğrunda yaşanılacak bir şeyin olmamasının sonucudur. Üstüne basarak ve öz güvenle ,'Ben bu işi yapabilirim?' telkininde bulunun'. Bakıldığında şifa için gelişme ve değişme budur” vurgusunu yapıyor.
En büyük keşif farkındalık
Endişe, şüphe ve korkuları terk ettiğinde, geçmişin iyileşme sürecine gireceğini ve geleceğin de aydınlatılmasına yol göstereceğini söyleyen Dr. Halil İbrahim Erbıyık şunlara dikkat çekiyor: “Eski seni terket. Kaybetmenin tek yolu, kendine inanmayı hayal etmeyi kesmek ve eski senle yaşamaktır. Kararlılık ve farkındalık insan iradesinin zilini çalma, onu uyandırma servisidir. En büyük keşiftir. ”
Hastalığı çağırma
Duygu ve düşünceler bedeni şekillendiriyor. Hastalığı davet ediyor. Yediğimiz, içtiğimiz her şey, yürüdüğümüz yol, ettiğimiz dua, toplum bilinci, aileden gelen miras davranış modelleri DNA'mıza aktarılıyor. Bir insan hakkındaki iyi veya kötü düşüncemiz, kendimiz hakkındaki planlar, hepsi fiziki bedene yansıyor. Duygu durumu da, zihinsel davranışlarımızı şekillendiriyor. Bir şeyden korkuyorsak yanlış düşünmeye ve başımıza kötü olayların gelmesini planlamaya başlıyoruz. Bir süre sonra da fiziğimiz buna göre şekillenebiliyor. Fiziki iyilik için duygu arınması şart.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder