1- Dondurma yedim
boğazım şişti.
2- Islak saçla çıktım
migren oldum.
3- Cam açık uyudum,
rüzgar çarptı üşüyorum.
4- Yemek mideme
dokundu, midem bulanıyor.
5- Burnum akıyor,
nezle olacağım.
6- Ağır kaldırdım ve
fıtık oldum.
7- Hava rüzgarlıydı,
ince giyinmiştim sırtım ağrıyor.
8- Belim soğuk
çekiyor, bel ağrım var.
9- Kulağım duymuyor,
sağırlaşıyorum.
10-… Düştüm ve
ayağımı burktum….vb.
Etrafımızda her zaman
suçlanacak birileri veya bir şeyler var.
Anne – baba veya
büyüklerimiz tarafından bu inanışlar bize bilinçaltımıza bir zamanlar yerleştirilmiştir.
Acaba gerçekten dış etkenler mi suçlu, yoksa “biz” mi?
“Biz mi?”
Evet,
DÜŞÜNDÜKLERİMİZLE bu tür sonuçları biz yaratıyoruz! Nasıl mı?
Sırasıyla bakalım:
1- Dondurma boğaz
şişirmez. -Kişinin ifade edilmemiş duyguları veya sözleri vardır, bunlar onun
boğazını şişirir;
2- Islak saçtan kimse
migren olmaz, çünkü Migrenin psikolojik sebebi- kontrolcü, her şeyi ben bilirim
davranışlar ve mükemmeliyetçi kişilikten kaynaklanır. Islak saçtan sadece
kafanız üşür ama sizi asla hasta etmez.
3- Camın açık olması
ne güzel odanıza oksijen girer, üşümeniz ise sizin kendinizi herhangi bir
konuda “yalnız” hissetmeniz. Sevilmediğinizi hissettiğinizde, çok değer
verdiğiniz sizi terk ettiğinde, herhangi bir konuda dedikoduya mağruz
kaldığınızda yalnız kalır ve üşürsünüz.
4- Yemek aynı yemeği
başka zaman da tadına vararak yemişsinizdir, şimdi ne oldu da yemek dokunda.
Yemek yemektir! Sizin o gün “kabul” edemediğiniz bir şey yaşadığınızda, mide
kabul edemediği olay ile dolu olduğu için başka bir şey kabul edemez. Size de
bulantı veya ağrı yapar.
5- Burnunuz akıyorsa
ne güzel sizi siz olun sakın onu durdurmayın, çünkü burun İdrar torbasına
bağlantılı olduğundan, bedende biriken negatif duygular sinüzite neden olur ve
buruna en yakın olduğu için en çok fazla aktığı yer, bırakın beden kendisini
negatif düşünce ve duygulardan arındırsın. Nezle olsanız bile. Olun, beden
toksinleri atar ve sizde iyileşirsiniz.
6- Ağır kaldırınca
gerçekten fıtık mı olursunuz, bir bakalım. Fıtık olduğunuz dönem birlikte
olduğunuz sevgili, ortak veya iş size uygun birimiydi? Kesinlikle HAYIR! Beden
sizin uyumsuzluğunuzu haberdar etmeye çalıştı, sizde anlamayınca beden sizi
“fıtık” etti.
7- Sırt ağrınıza
gelince rüzgarı suçlamaya gerek yok, çünkü siz aldığınız “fazla sorumlulukla”
kendi sırtınıza zarar verdiniz.
8- Bel ağrısı
genellikle kişinin yaşadığı “para endişesinden” kaynaklanır. Kimde bu sorun yok
ki, zenginde, fakirde, genellikle herkeste olabilir. Para endişesini Bolluk ve
Zenginlik düşüncesine dönüştürürseniz bel ağrınız bir süre sonra sizle
vedalaşacaktır.
9- Kulak ağrısı,
sağırlaştırmaz! Kulağınız duymayı ret ettiği bir durum la ilgili olabilir,
beklediğiniz bir haber gelmediğinde ve beklentide olduğunuzda, veya duyduğunuz
bir şey sizi rahatsız ettiğinde, yaşanan bu durumlardan kulak kendi görevini
yerine getiremez ve kendini kapatır.
10- Her düşen ayağını
burkar mı, bir gözlemleyin. Hayır. Düşmenin sebebi bedende biriken negatif
enerji boşaltılması için beden kişiyi “güm”letir, ayak burkmanın sebebi de
hoşlanmadığınız veya öfke ile çıktığınız bir yola çıktığınızda ayaklar sizi
oraya götürmek istemiyor ve yarı yolda “ayak burkulması” oluyor.
Artık bu yanlış
bilinen inanışlara ister suçluyu dışarıda arayın ve “var” olan duygularınızı
bastırmaya devam edin, ister kendi zihinsel düşüncelerinizi gözlemleyerek
yaşamınızı siz yönetin!
*Alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder