Eve, içe dönüyorsan, birden efendi olursun; dışarıya doğru hareket ediyorsan daima köle kalırsın.
Enerji öze ulaştığında her şey açıklığa kavuşur. Böylelikle ilk defa kendine görünmüş olursun.
SORU: İnsan gerçekdışı sorunların gerçekdışı olduğunun nasıl ayırdına varır?
Farkı öğrenmeye gerek yok, çünkü tüm sorunlar gerçekdışıdır. Sen gerçek olduğunda tüm sorunlar yok olur. Sen gerçeğin dışındaysan, bin bir sorun çıkar.
Ne zaman biri Buda’ya gelse Buda şöyle dermiş: “Lütfen bir yıl boyunca bana hiç soru sorma. Bir yıl sessiz kal, bana uy. İçinde çalışmama izin ver. Kapılarını aç ki Güneş ışınları içeri girsin. Bir yıllığına sorun yok, soru yok; sessiz kal, düşün. Bir yıl sonra sorabilirsin”.
Bir gün büyük arayışlar içinde bir adam gelmiş. Adı Malingputta olan bu adam, büyük bir brahma rahibiymiş; beşyüz müridi varken Buda’ya gelmiş. Elbette çok sayıda sorusu varmış. Büyük bir bilgenin çok sayıda sorusu, sorunu olmalı. Buda yüzüne bakmış ve “Malingputta, bir şartım var, ancak onu yerine getirirsen sana cevap verebilirim. Kafanda kat kat sorular görüyorum. Bir yıl bekle. Düşün, sessiz ol. İç konuşman bitince, artık için içini yemediğinde sorduğun her soruyu cevaplayacağım. Söz veriyorum” demiş.
Malingputta biraz endişeliymiş…Bir yıl sessiz olacak ve sonra bu adam cevap verecek; peki, kim temin edebilir cevapların doğru ya da yanlış olduğunu? Yani bir yıl tamamen boşa gidebilir. Verdiği cevaplar saçma olabilir. Ne yapmalı? Kafası karışmış. Anlaşmayı kabul etmekte tereddüt etmiş, anlaşma riskliymiş. Ve sonra Buda’nın başka bir müridi, Sariputta gülmeye başlamış -hemen yanında oturuyormuş- yüksek sesle, deli gibi gülmüş. Malingputta’nın kafası daha da karışmış, “Ne var? Neden gülüyorsun” diye sormuş.
Sariputta, “Bu adamı dinleme. O bir sahtekar. Beni de kandırdı. Ben geldiğimde…Senin sadece beşyüz müridin var…Benim beşbin tane vardı” demiş. Büyük bir brahma rahibiymiş, tüm ülkede tanınan büyük bir hocaymış, “Senin birkaç bin tane sorun olabilir…Benim milyonlarca vardı. Bu adam beni tuzağa düşürdü, bana, “Bir yıl bekle. Sessiz ol, düşün, sonra sorunca cevaplayacağım” dedi. Ve bir yıldan sonra hiç soru kalmadı, bu yüzden ne ben sordum, ne o cevapladı. Sormak istiyorsan hemen şimdi sor! Beni aldattı” demiş.
Buda bunun üstüne, “Sözümü tutacağım. Sorarsan cevaplayacağım. Sormazsan ne yapayım?” demiş.
Bir yıl boyunca Malingputta düşünmüş, düşünmüş…Hep sessiz sedasız. İç konuşma yok olmuş. İçi içini yemiyormuş artık. Bir yılın dolduğunu tamamen unutmuş. Kimin umrunda? Ortada soru olmadığında, kim cevapları umursar? Günün birinde Buda, “Malingputta, bugün yılın son günü. Bana bir önce bugün gelmiştin. Ve sana bir yıl sonra her ne sorarsan cevaplamaya hazır olacağımı söylemiştim. Şimdi hazırım! Sen hazır mısın?” diye sormuş.
Malingputta gülmeye başlamış ve “Beni de aldattınız, Sariputta haklıymış. Artık soru yok, hiç aklıma gelmiyor. Derinlere indikçe, soru olmadığını daha iyi görüyorum. Ne sorayım ki? Soracak hiçbir şeyim yok” demiş.
Aslına bakarsan, gerçek değilsen, sorular ve sorunlar vardır. Onlar senin gerçeklerin dışında oluşundan kaynaklanır…Düşlerin, uykun onlara hayat verir. Gerçek, hakiki, sessiz ve tam olduğunda yok olurlar.
Benim çıkardığım sonuç şu: Sadece soruların olduğu bir ruh hali var, bir de sadece cevapların olduğu ruh hali…Ve bu ikisi birlikte olmuyor. Hala soruyorsan, cevabı alamazsın. Cevap verebilirim, ama sen anlamazsın. İçinde soruyu terk ettiysen, cevaplamama gerek yok: Zaten cevabı almışsındır. Hiçbir soru cevaplanamaz. Sorusuz bir ruh haline ulaşmak gerek. Tek cevap, soru sormayan bir ruh halidir.
Meditasyon bununla ilgili: Soruları terk etmek, iç konuşmayı terk etmek, iç konuşma durunca, sonsuz sessizlik…Bu sonsuz sessizlikte her şey cevaplanmış, çözülmüş. Sözcüklere dökülmemiş, sadece çözülmüş. Hiç sorun yok. Sorun nevrotik aklın tavrıydı. Şimdi artık akıl yok, nevroz bitti…Hiç soru yok. Her şey basit. Esrarlı fakat sorunsuz. Hiç bir şey çözülmemiş, ama çözülecek bir şey de kalmamış. Her şey bir esrar, büyük bir merak seni sarar, nereye baksan, esrarengiz derinlik içinde derinlik görünür. Cevabı aldığından değil! Hayır, artık sorun yok, hepsi bu. Soru olmadığında, tüm hayat, gizemiyle ortadadır -ve cevap budur.
İnsanın gerçekdışı sorunların gerçekdışı olduğunun ayırdına nasıl varabileceğini sorma. Nasıl ayırt edebilirsin ki? Sen gerçek değilsin. Bu yüzden henüz yoksun. Yokluğunda her türlü sorun ortaya çıkar. Sen var olduğunda onlar yok olur. Farkındalık, sorusuz ve sorunsuz olmaktır. Farkında olmamak, sorularla ve sorunlarla boğuşmaktır…Sonu gelmeyen sorular ve sorunlar. Onları kimse çözemez. Ben cevap versem bile, cevaptan daha çok soru üretirsin. Bu bir cevap olmaz; yanlızca daha çok soru sormak için bir bahane olur.
İç kounuşmayı bırak, o zaman görürsün. Zen öğretisinde başlangıçtan beri hiçbir şeyin saklı olmadığı, her şeyin açık olduğu, ama senin gözlerinin kapalı olduğu söylenir.
OSHO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder