DOĞRU DUA!!!
Doğru dua, yalvarma duası değil, ŞÜKÜR duasıdır.
Dua
yoluyla ne istediğiniz bir şeyi elde edebilirsiniz ne de istediğiniz her şeye
sahip olabilirsiniz. Çünkü dualarınız yoksunluk bilincinden kaynaklanıyor. Ve
istediklerinizin sizin istediğiniz tek yolla gerçekleşmesini bekliyorsunuz.
Doğru dua, yalvarma duası değil, ŞÜKÜR duasıdır. Yaradan`a kendi realitenizde
deneyimlemeyi seçtiğiniz bir şey için önceden teşekkür ettiğinizde, sonuçları
olmuş gibi kabul ettiğiniz anlamına gelir. Bu nedenle ŞÜKÜR duası en güçlü
mesajdır, henüz istemeden Yaradan`ın size yanıt vermiş olduğunun olumlamasıdır…
Evreni kandırma yolu
değildir. Kendinize yalan söyleyemezsiniz. Zihniniz, düşüncelerinizin gerçek
olup olmadığını bilir. ''ALLAH ım şunun bunun için teşekkürler'' dediğinizde,
istediğiniz gerçekliğin şu andaki realitenizde olmadığının net olarak
bilincindeyseniz, Yaradan`ın sizin yürekten inanmadığınız şeye inanmasını ve
size bunu realiteniz olarak sunmasını bekleyemezsiniz. ALLAH her şeyi bilir ve
realitenizle ifade bulan gerçeklik, bildikleriniz ölçüsündedir. Her duanız
daima yanıtlanır yeter ki içinizde olanı netlikle hissedin. Hissediş duanıza
aldığınız yanıttır. Her dua - her düşünce, her olumlama, her duygu-yaratıcıdır.
Ve gerçekliğini hissettiğiniz ölçüde yaşamınızda ifade bulur.
Bir
duanın karşılığını alamadım denildiğinde, gerçekten olan şey, duanızın değil,
duanızın arasındaki - en yoğun tutulan- düşünce, sözcük ya da duyguların aktif
hale gelmiş olmasıdır. SIR işte budur. Her düşüncenin arkasında bir başka
düşünce vardır. Buna Tohum düşünce de diyebiliriz. Kontrol Tohum Düşüncededir.
Bu nedenle yalvarıp pazarlık ettiğinizde, istediğinizi sandığınız düşüncenizin
gerçekleşme şansı çok az gibi görünür. Çünkü her yalvarma duasının arkasındaki
Tohum düşünce, istediğiniz şeye şu anda sahip olmadığınızdır. Tohum
düşüncesizin gerçeğinizdir. Yaşamınızda gerçekliğini sürdürdüğü içinde
''Dua''larınızın karşılığını almadığınızı sanırsınız. Bu düşüncenin üstesinden
gelebilecek tek Tohum Düşünce, yürekten inanılan ve gerçekleşmesinde hiçbir
şüphenin olmadığı düşüncedir. Dua talep duası değil teşekkür duası olduğunda
onun gerçekleşmiş olduğunu baştan kabul ediyorsunuz demektir.
Evrenin
sana kendi düşüncenin direkt karşılığını getirmekten başka seçimi yok. Yaratıcı
güç şişedeki cin gibidir. Sözlerin evren için bir emirdir. Sen ''dünyevi başarı
istiyorum '' diyorsun. Evren de '' tamam, iste '' diyor. Şöyle düşün: '' Ben ''
sözcüğü yaratıcılık motorunun çalışmasını başlatan anahtardır. '' Ben ''
sözcüğü son derece güçlüdür. Evrene gönderdiğin emri başlatır. Ben sözcüğü
büyük Ben'i harekete geçirerek Ben'i takip eden cümle fiziksel realitende
gerçekleşir. Bu nedenle '' Ben + başarı istiyorum '' sözü sende başarıyı
arzulamayı gerçekleştirir. '' Ben + para istiyorum '' sözü sende para isteği
yaratır. Başka bir şey yaratamaz., çünkü yaratıcı olan düşüncelerin, sözlerin
aksiyonlarındır. Para ve başarı istediğin için aksiyon olarak bu isteği duyma
deneyimini yaşarsın.
Kızgınlıkla
ya da öfkeyle bazen '' Geber '' ya da '' Öl de kurtulayım '' gibi sözler
söylediğiniz, düşündüğünüz ve ya bela okuduğunuz zamanlar da oluyor. Bunları
tekrar tekrar söylemediğiniz taktirde gerçekleşeceğinden endişe etmeyin. Fakat
bir düşünceyi, bir sözü sürekli tekrarlarsanız -bir kez iki kez değil, yüzlerce
kez- bunun yaratıcı gücünün ne olduğunu düşünebiliyor musunuz? Sürekli bela
okuyan kimselerin neden başlarının beladan kurtulmadığını hiç düşündünüz mü?
Sözün yaratıcılığı, söyleyen kişinin kendi realitesini (gerçeğini) oluşturur.
Tekrar tekrar ifade edilen, bir düşünce, bir söz yaşamınızda ifade bulur.
Yaşamınızda görünür hale gelir. Kendi fiziksel realitenizi oluşturur.
Bu
nedenle '' başarı istiyorum '' yerine başarıya sahibim, başarı bana doğru
geliyor ya da attığım her adım beni başarıya götürür, diye düşünün. Dualar,
yalnızca gerçekleşmesini istediğin şeylerin cümlesini tekrar etmektense işe
yaramaz. Ancak cümlelerin, senin için bir gerçeğin ifadesi olduğunu biliyorsan
etkili olur. En etkin dua ŞÜKÜR duygusu içerendir. '' YAŞAMIMA BAŞARI
GETİRDİĞİN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM, ALLAH ım '' gibi. Dua bir sonuç alma isteğiyle
değil, sonucu almış olduğunu bilmenin farkındalığıyla (bilinciyle) yapılmalı.
Sonuç hakkında emin olmaktır bu. '' Ya olmazsa '' diye bir şüphe taşımamaktır.
Hayatında
deneyimlemeyi seçtiğin bir şey varsa, onu '' isteme '', SEÇ!!! Dünyevi başarıyı
seçiyor musun? Daha çok parayı seçiyor musun? İyi. SEÇ!!! Gerçekten tüm YÜREĞİNLE.
Hiç şüphe etmeden!!!
Eğer
Yaradan`ın tüm duaları işiten sınırsız bir güç olduğuna, bazılarına '' evet'',
bazılarına '' hayır '' , bazılarına da '' belki, ama şimdi değil '' dediğine
inanıyorsanız yanılıyorsunuz. Hangi kıstasa göre Yaradan karar verecek? Eğer
Yaradan`ın hayatınızdaki her şeyin yaratıcısı ve karar vericisi olduğuna
inanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Yaradan gözlemcidir. Yaradan yaşamınızda her an
size yardımcı olmaya hazırdır ama sizin beklediğiniz yollarla değil. Yaradan sizi, Yaradan benzerinde yarattı. Gerisini Yaradan`ın size verdiği güçle siz yarattınız.
Yaradan yaşam sürecini ve yaşamın kendisini yarattı fakat size ÖZGÜR SEÇİM
HAKKI verdi, ne yapmak istediğinizi seçme özgürlüğü size ait. Bu anlamda,
kendiniz için istediğiniz Yaradan`ın sizin için istediğidir. Hayatınızı kendi
seçtiğiniz yolda yaşıyorsunuz...
Bu
konu sizin büyük illüzyonlarınızdan biri. Sizin yaşamınızın -şöyle ya da böyle-
Yaradanı ilgilendirdiğini sanıyorsunuz. Ne yaptığınız Onu ilgilendirmiyor. Bunu
anlamakta çok zorlanıyorsunuz. Çocuklarınızı oyun oynamaya gönderirken, onların
ne oynayacağı sizi ilgilendiriyor mu? Körebe mi, saklambaç mı, evcilik mi
oynayacakları sizin için önemli mi? Hayır değil, çünkü onların güvenli bir ortamda
oynadıklarını biliyorsunuz. Tabii ki, çocuklarınızın kendilerine zarar
vermemelerini umut edersiniz. Eğer incinir ve yaralanırlarsa onların yardımına
koşar ve yeniden güvende ve mutlu olmalarını sağlarsınız. Ama ertesi gün yine oyuna
gittiklerinde körebe ya da saklambaç oynamayı seçmeleri yine umurunuzda
olmayacaktır. Onlara tabii ki hangi oyunların tehlikeli olduğunu söylersiniz.
Ama çocuklarınızın tehlikeli oyunları oynamasını engelleyemezsiniz. Her zaman,
sonsuza dek, şu anda ölene kadar her an onları denetleyemezsiniz. Bilge bir
ebeveyn bunu bilir. Ama ebeveyn sonuçla ilgilenmekten asla vazgeçmez. İşte bu
ikilem, -süreçle derinden ilgilenmemek ama sonuçla derinden ilgilenmek- Yaradan
ikilemini tarif etmeye en yakın olandır. Yaradan, bir anlamda sonuçla bile
ilgilenmez, nihai sonuçla. Çünkü nihai sonuç bellidir ve ‘’O’’ bilir. Bu da
insanlığın ikinci illüzyonudur. Yaşamın sonucuna, Nihai sonuca duyduğunuz bu
güvensizlikle en büyük düşmanınızı yarattınız: KORKU!!!
Sonuçtan
şüphe duyuyorsanız YARADAN dan ŞÜPHE DUYUYORSUNUZ demektir. Yaradan'dan
şüphe duyduğunuz için de yaşamınız suçluluk ve korkuyla dolu. Yaradan`ın
amacından, Yaradan`ın nihai Sonucu yaratma yeteneğinden şüphe duyuyorsanız
nasıl huzurlu olabilirsiniz? Nasıl gerçek dinginliği yaşayabilirsiniz?
Yaradan`ın amaçları sonuçlarla eşleştirmekte tam gücü var. Bir taraftan
Yaradan`ın sonsuz gücünden bahsederken, söylediklerinize inanmazsınız,
inanamazsınız bile. Bu yüzden hayalinizde Yaradan`ın gücüne eşit bir başka güç
yaratırsınız. Yaradan`ın iradesini saptırabilmek için bir çıkış yolu bulmak
istersiniz...
Tanrı ile Sohbet kitabından alıntıdır
Tanrı ile Sohbet kitabından alıntıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder