Şimdi, bolluk içinde yaşamanızı
sağlayacak beş basit öneri sunacağız. Bu beş basit fikri bir alışkanlık haline
getirirseniz, bir bolluk geleneğini benimsemiş olursunuz.
1-Enerjinizi
Merkezlendirin.
2-Bir
Boşluk yaratın – Merlin’in
Yasası
3-Evrensel
Enerjiye karşı eylemleri kontrol edin.
4-Bolluk
Tutumunu benimseyin.
5-Zarafetle
Kabullenme Sanatını uygulayın.
Birinci
Gelenek: Enerjinizi Merkezlendirin
Birincisi, kendi enerjinizi
merkezlendirme yeteneğidir. Bu, doğal enerji akışına öykünür bir biçimde,
önceliği kendinize verme sanatıdır. Kendi enerjinizi merkezlendirmek
yaşamınızın birçok alanını etkileyen önemli bir derstir. Bu, kolayca, bencil
olmakla karıştırılır, oysa arada gerçek bir fark vardır. Bencilce davranan biri
kendini enerji akışının önüne yerleştirir ve diğer herkesi bundan yoksun
bırakır. Enerjisini merkezlendiren biri ise çalışmasını sürdürecek daha fazla
enerjiye sahip olabilmek için ilk önce kendini enerji akışının önüne
yerleştirir.
Bu kavram çoğunuzun kafasını
karıştırır, ancak bu bolluk yaratmakta kritik bir öneme sahiptir. Herhangi bir
yaratıma başladığınızda, ilk enerji noktası bu yaratımın hangi algılama
noktasından görüleceğini belirler. Size enerji akışının önüne önce kendinizi
yerleştirmediğinizde, bu yaratım daha başından bozulur.
Tüm ticari uçuşlarda, uçak
kalkmadan önce uçuş ekibi güvenlik talimatlarını sunar. Oksijen maskelerinden
de söz eder ve şöyle derler: “Eğer kabin basıncında ani bir değişiklik olursa
oksijen maskeleri aşağı inecektir. Eğer küçük bir çocukla ya da yardıma muhtaç
biriyle yolculuk ediyorsanız, lütfen önce kendi oksijen maskenizi takın.” Bu
kendinize öncelik tanıma sanatını tasvir eder. Havayolları deneyim sonucunda
bir kişinin ancak kendine öncelik tanıyorsa bir başkasına yardım edebileceğini
öğrenmiştir. Eğer sizin kabınız boşsa bir başkasına yardım edemezsiniz. Bunu
başkalarına yardım etmemeniz anlamında almayın, bizim söylediğimiz bu değil.
Biz diyoruz ki, Yeni Dünya’nın yüksek titreşimlerinde fedakarlık, düşük
titreşimlerde olduğu gibi işe yaramaz. Yeni Dünya’da, fedakarlık yoluyla bir
armağan verildiğinde, o armağan birlikte fedakarlığın ağırlığını yansıtan bir
enerji ipliği taşır. Dolayısıyla, armağanlar ancak isteyerek, koşulsuz ve
fedakarlık içermeden verilebilir. Bu hem verenin hem de alanın yarar sağladığı
bir durumdur. Kendinize öncelik vermeye cüret edin ve sonra gerçek bolluğu
deneyimlemeye hazırlanın.
Bolluk alanında, bu önce kendinize
ödeme yapmanız şeklinde uygulanır. Lütfen, bolluk eyleminin asgari olarak
gerekenden fazlasını deneyimlemek olduğunu hatırlayın. Bir gelir elde ettiğiniz
her seferinde kendiniz için bir şey yapın. Onu bir kenara ayırın ya da bir
biçimde kendiniz için harcayın. Kendinize iyi davranma yeteneğiniz bolluk
geleneklerini ne derecede benimseyebileceğinizi belirler.
İkinci
Gelenek: Bir Boşluk Yaratın - Merlin’in
Yasası
Bolluğu çekecek bir boşluk (vakum)
yaratın. Bir boşluk paylaştığınız anda yaratılır. Enerji ancak hareket
halindeyken enerjidir. Enerjinin akacağı bir yer yaratın, o zaman Evrensel
Enerjinin yasaları harekete geçecektir. Bir boşluk yaratıldığında, Evrensel
Enerji onu kendiliğinden dolduracaktır. Yaratılan boşluk tipi, yaratımın
kendisini belirleyecektir. Kullanılabilecek iki temel boşluk tipi vardır:
Eterik
Boşluk – On Kat Geri Döner
Herhangi bir armağan vermek zaman
ve uzay eterlerinde (Tüm uzayı dolduran ve ışık dalgalarının da içinde hareket
ettiği maddede) bir boşluk yaratır. Bu tip boşluk size büyüyerek geri döner. Bu
on-kat büyüme sürecinin temelidir. Yürekten bir armağan verdiğinizde, o size
on-kat geri döner. Seve seve, koşulsuz vermek benzer türde daha fazlasının size
geri dönmesi için eterik bir boşluk açar. Lütfen, paranın
bir enerji formu değil, bir enerji yansıması olduğunu hatırlayın. Dolayısıyla,
para armağanları aslında bolluk armağanları olduklarında en iyi şekilde
kullanılabilirler. Bolluğunuzu, onu paylaşarak kutlamanız, daha fazla bolluk
için bir boşluk yaratacaktır. Aşar vergisinin (eskiden yerel kilisenin papasına
yardım için ödenen yıllık kazancın onda birine eşit verginin) temeli budur. En
yüksek hayra hizmet edeceğine inandığınız bir şeye vermek sizin kendi
yaşamınızda enerjinin akacağı bir boşluk yaratabilir. Boşluk eterde
yaratıldığından, onu doldurmak üzere geri dönen miktarın sınırı yoktur.
Koşulsuz olarak verilen armağanlar size en az on-kat çoğalarak geri dönecektir.
Eğer armağanda koşullar varsa ya da –daha önce sözü edilen fedakarlık gibi-
herhangi bir enerji tükenişi varsa, daha az şey elde edilecektir.
Bolluğunuzu çevrenizdekilerle
paylaşın, ya da bir fark yaratacağını hissettiğiniz bir amaca yardım edin.
Ancak desteğinizle diğerlerinin yoksunluğa inanmalarına yol açmamaya dikkat
edin. Eğer bolluğunuzu bir başkasıyla paylaşıyorsanız, onu enerjiyi alıp kendi
boşluğunu ve akışını yaratmaktan sorumlu tutun. Eğer verdiğiniz armağan, alan
kişide size bağımlılık oluşturursa, geri dönen enerji daha az olacaktır.
Fiziksel
Boşluk – Bire Bir Geri Dönüş
Etkili biçimde bir boşluk
yaratmanın birkaç yolu daha vardır. Fiziksel bir boşluk, fiziksel yer yaratma
yoluyla oluşturulabilir.
Eğer daha fazla giysi tezahür
ettirecekseniz, işe dolabınızda yer açarak başlayın. Eğer yeni bir araba
tezahür ettirecekseniz, garajınızı temizleyin. Fiziksel dünyadaki eylemleriniz
etkili sonuçlara yol açacak bir boşluk yaratabilir. Yaşamınızda yeni şeylerin
girmesi için yer açmanız bolluk yaratmaya yarayacaktır. Fiziksel olarak
yaratılan boşluğun size geri dönüşü asıl yaratıma daha özgü olacaktır. Bir
başka deyişle, size geri dönüşü bire bir olacaktır.
Merlin’in
Yasası – Eşitlik Sağlayıcısı
Fiziksel bir boşluk yaratırken,
yaratım normal olarak bire bir geri döner. Ancak, yaratılan fiziksel boşluğun
geri dönüş niteliklerini değiştirip arttırabilecek eylemler de vardır. Bu Merlin Yasasını uygularken bizzat bolluk
eylemiyle yapılır.
Camelot günlerinde, Kral Arthur herkesin
uyum içinde ve güçlenmiş olarak yaşayabileceği bir ülke yaratmayı hayal
ediyordu. Bu Camelot devrinde kolay değildi, çünkü
ortaçağ gerçekten çok karanlık bir devirdi. Aşılması gereken birçok engel
vardı. Bunlardan biri, halkın inanç sistemini yaşamlarına bolluğu kabul edecek
biçimde değiştirmekti. Arthur, birçok insanın yoksunluğa inandığını ve bunun
değiştirilmesinin çok zor olduğunu görmüştü. O, ilk önce, insanların bolluğu
daha kolayca deneyimleyebilmeleri için, onların kalplerini ve zihinlerini
değiştirecek adetler ve yasalar yaratmaya başladı. Bu iyi kral eterik alemde herkes için bolluk
yaratmanın mümkün olmadığını biliyordu. Bu yüzden, o bolluğu fiziksel alemde
yasalar ve adetler yoluyla yaratmaya çalıştı. Arthur, yasaların ve adetlerin
işe yaramadığını gördüğünde, bu onun en büyük düş kırıklıklarından biri oldu.
Bir süre sonra, Arthur sevgili
dostu ve akıl hocası Merlin’e başvurup ona akıl danıştı. Arthur
düş kırıklığını ifade ettiğinde, Merlin kıkır kıkır gündü. “Bu kadar komik
olan ne?” diye sordu Arthur. Merlin ona şöyle karşılık verdi: “Sevgili
Arthur, senin gayet iyi bildiğin gibi, eylemlerin kalbinin saflığını yansıttığı
için sen o kayaya saplı kılıcı (Excalibur) kayadan çıkarabildin. Senin için
bolluk yaratmış olan kendi eylemlerindir. Ancak, Camelot halkı için bolluk yaratmayı
hedefleyen dürüst girişiminle, sen onları kendi eylemleriyle bolluğu
deneyimleme fırsatından yoksun bıraktın. Bolluk sahip olunacak bir şey değil,
bir yaşam biçimidir. Dolayısıyla, bolluk bir başkasına verilemez. İnsan onu ancak
bolluğu ifade ederek kendi benliğinde yaratabilir.” İki adam uzun uzun
konuştular ve bir süre sonra Merlin Arthur’a basit bir öneri sundu. Bu
basit öneri bugün de hala kullanılmaktadır. Bu Camelot halkı arasında sevgiyle “Merlin’in Yasası” olarak tanınmıştır.
Merlin’in Yasası, basitçe, bolluğun ifade
edilmesinin bolluğu yarattığını bildirir.
Verme-ucunda akışı başlatın ve onun
çabucak alma ucuna yayılışını izleyin. Eğer ticari işlerinizde başarılı olmak
istiyorsanız, her ticari görüşmede pazarlık edilenden biraz daha fazla vermenin
bir yolunu bulun. Pazarlık yapıldıktan sonra ve taraflar anlaştıktan sonra, ilk
başta kabul ettiğinizden daha fazlasını vermenin bir yolunu bulun. Merlin’in Yasası bir enerji akışı yaratan
bir olaylar dizisini başlatır. Siz Oyun-Alanı üzerinde bu uygulamayı birçok kez
görmüşsünüzdür. Aşar vergisi Merlin’in Yasasının kullanımının bir
örneğidir. Geçmişte sizin “fırıncının düzinesi” (on-üç) denen bir ifadeniz
vardı. Bu uygulama kendi bolluğunun bir ifadesi olarak patronuna daha fazla
ekmek vermek isteyen genç bir fırıncıyla başlamıştır. O, ekmek sandıklarına
on-iki yerine on-üç ekmek koyardı. Sonunda bu adamın fırıncılık işi gelişti ve
bolluk akışı da arttı.
Her pazarlıkta, pazarlık bittikten
sonra, biraz daha fazla vermenin bir yolunu bulun. Merlin’in Yasası gerçek bolluğun
uygulamasıdır, çünkü o bir insanın yaşamındaki fazlalığın ifadesidir. Bu gerçek
bolluk fikrini alıp onu günlük yaşamınızda eyleme geçirmektir. Bu otomatik
olarak bir boşluk yaratır ve bu boşluk aynı fazlalığı ve bolluğu sizin kendi
realitenizde tezahür ettirir.
Üçüncü
Gelenek: Evrensel Enerjiyi Onurlandırın.
Her şeye nüfuz eden bir Evrensel
Enerji vardır. Bu tam bir boşluk içinde mevcut olan enerjidir. Tüm diğer
enerjiler ortadan kaldırıldığında bile bu enerji varlığını sürdürür. Bu
potansiyelin enerjisidir. Bu sizin Tanrı dediğiniz şeyin enerjisidir. Bu enerjinin
amacı ve devinimi bütünleşmeyi içerir. Bu enerjinin tek bir amacı vardır:
Evrensel Enerji, içinde yaşadığınız kutupluluk illüzyonunu(yanılsamasını)
yaratmak için ayrılmış olanı yeniden birleştirir.
Beşinci boyutta, bu Evrensel
Enerjiye direnen her şey direnmeyle karşılaşacak, ve onu destekleyen her şey
destek görecektir. Başka hiçbir enerjinin bulunmadığı bu boşlukta, bütünleşme
eylemini şu basit kural kolaylaştırır: Her
bir aksiyon için eşit ve zıt bir reaksiyon vardır.
Bolluğun beş geleneğini günlük
yaşamınıza uygularken, tüm eylemlerinizi Evrensel Enerji fonunun önünde
görmeniz yararlı olur. Eylemleriniz bütünleşmeyi mi yoksa ayrılığı mı
destekliyor? Yeni Dünya’nın yüksek titreşimlerinde, örgütlerinizde bile,
örgütün eylemlerinin Evrensel Enerjiye uygun olmasını sağlamaktan sorumlu
insanların yer aldığını göreceksiniz. Bunu bir birey olarak kendiniz için de
yapın ve sonuçları gözlemleyin.
Dördüncü
Gelenek: Bolluk Tutumunu Benimseyin.
Yaptığınız her işte bolluk tutumunu
benimseyin. Mümkün olduğu her seferinde kendinizi bolluk içinde yaşamanın
sağlıklı örnekleri olabilen kişilerle kuşatın. Kendinize iyi davranın, çünkü
böyle yaptığınızda realitenizi bolluk realitesi olarak tanımlıyor olursunuz.
Sizin daha fazlasına erişmeye çalışarak, ya da sahip olduklarınız için
şükrederek bolluğa kavuşabileceğinizi anlayın. Genelde daha fazlasına erişme
eylemi bir bolluk illüzyonundan başka bir şey değildir, çünkü o zaman sahip
olduğunuz maddi şeyler size sahip olmaya başlar. Daha fazlasına erişmek, kendi
başına, bolluğu elde etmek değildir. Bolluk bir tutumdur ve bu tutumu şu anda
bulunduğunuz yerde edinebilirsiniz. Daima ihtiyacınızdan daha fazlasına sahip
olduğunuz tutumunu benimseyin, o zaman ne kadar çoğunu deneyimleyeceğinizi
seçebilirsiniz.
Kutupluluk illüzyonu sizin
birbirinizden ayrı olduğunuza inanmanıza yol açmıştır. Dolayısıyla, yoksunluk
inancı ta başından beri Oyunu kaplamıştır. Yaygın yoksunluk inancı gerçek
bolluğu kavramayı, ve dolayısıyla, deneyimlemeyi de zorlaştırır. Yoksunluğun
temeli insanın görebildiği şeyin var olan tüm şey olduğuna inanmasıdır. Bu aynı
sorun bazı bilim adamlarının niyetlerinin deneylerinin sonucunu
değiştireceğinin anlamalarını engellemiştir. Sizin dışınızda hiçbir şeyin
bulunmadığı inancı sizi 3.boyuta ait yoksunluk illüzyonuna bu kadar sıkı bir
biçimde bağlayan kısıtlamadır.
Dünya ekonomistleriniz şimdi
yoksunluğun bir illüzyon olduğunu fark ediyorlar. Dünya bolluk içinde
olduğunda, herkes daha fazla bolluğa kavuşur, çünkü bolluk Evrensel Enerjiye
öykünen bir akıştır. Bir masanın üzerinde beş madeni paranın bulunduğunu imgeleyin.
Yoksunluk illüzyonu sizin eğer paralardan birini alırsanız, diğer insanlara
sadece dört para kalacağına inanmanıza neden olur. Aslında, enerji hareket
halindeyken çoğalır. Para sadece enerjinin bir yansıması olduğundan, o da
hareket halindeyken çoğalır. Dünya ekonomistleriniz eğer masanın üzerinde
dolaşan (elden ele geçen) beş madeni para varsa, bunun orada 12 madeni para
varmış gibi aynı etkiyi yaptığını bilirler.
Yeni Dünya’nın yüksek boyutsal
düzeyleri artık yoksunluk inancını desteklemeyecektir.
Beşinci
Gelenek: Zarafetle Kabul Etme Sanatı
Bolluk sizi bulduğunda, o ancak
akmasına izin verdiğiniz derecede size akacaktır. Bu Zarafetle Kabul Etme
Sanatı ile ilgilidir. Çoğunuz enerjiyi dışarı göndererek akış yaratma konusunda
iyi deneyimlisiniz, ama o enerji geri döndüğünde onu kabul etmekte zorlanırsınız.
Şanslı olarak gördükleriniz, genelde, zarafetle kabul etme sanatında
ustadırlar. İşe iltifatları ve küçük armağanları zarafetle kabul etmeyi
öğrenerek başlayın. Zarafetle kabullenme uygulamasını yapın, o zaman armağanı
veren kişiye geri vermiş olursunuz. Eğer siz yürekten verirseniz, ama
armağanınız zarafetle kabul edilmezse, armağanın kendisi azalır. Gerçek
armağan, verene aittir. Onu zarafetle kabul etmeyerek vereni bu armağandan
yoksun bırakmayın.
Herhangi bir şey yolunuza
çıktığında, onu kabullenecek en zarif yolu bulmaya çalışın. Armağanı verene
geri döndürmenin yollarını bulun, o zaman enerji döngüsünü tamamlamış
olursunuz.
Sattığınız mallara ya da
hizmetlerinize bir değer biçerken zarafetle kabullenme sanatını dikkate alın.
Enerji yasası insanların size sizin kendinize biçtiğinizden daha yüksek bir
değer biçemeyeceklerini bildirir. Sonuçta, kendi değerinizi belirleyecek olan
sizsiniz.
Zarafetle kabullenme sanatını
uygulayın ve her alanda yaşam kalitenizi arttırmaya cüret edin. Bu çok geçmeden
bolluk içinde yaşama alışkanlığına dönüşür, ve o zaman Dünya üzerinde Cenneti
yaratarak hayal ettiğinizden çok daha fazla kalbe erişmenin mümkün olduğunu
görürsünüz.
Gözleriniz perdeliyken gerçek
bolluğu kolayca hatırlayamazsınız. Bu perde Yuvayı hatırlamanızı engeller,
çünkü eğer o buna neden olmasaydı, siz onu bir kenara itip Yuvaya geri
dönerdiniz. Biz burada size Yuvanın titreşimlerini ve anılarını hatırlatmak üzere
bulunuyoruz. Unutma perdesi sizin Yuvayı kısa anlar dışında görmenize izin
vermeyecektir. Biz bu anlarda size hitap ederiz. Bakın, Cennetten daha büyük
bir bolluk ifadesi yoktur. Eğer gerçekten perdenin o tarafında Yuvayı
yaratacaksanız, o zaman her yaratımınızın bolluk kavramını benimsemesi ve
içermesi gerekir. Bolluğunuzu kabullendiğinizde, doğal hakkınızı kabul ediyor
ve Yuvayı hatırlıyor olursunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder