Booking.com

İLİŞKİLER BİZE VERİLMİŞ ÖDEVLERDİR


İlişkiler bize verilmiş ödevlerdir demiş Marrianne Williamson – Sevgiye Dönüş isimli kitabında.
Hep hissettiğiniz birşeyi yazılı olarak görür etkilenirsiniz ya işte öyle birşey :)“İlişkiler bize verilmiş ödevlerdir. Onlar bizim aydınlanmamız için olan engin bir planın parçalarıdır.”
Özetle; Azami büyüme fırsatı yaratacak insanlarla buluşuyoruz.
İlişkide üç öğrenim düzeyinden bahsediyor. Birinci düzey tesadüfi karşılaşmalar, örneğin asansörde karşılaşma gibi… İkinci düzey, ‘daha sürekli bir ilişki’ ki burda iki kişi bir süre için daha yoğun bir öğretme-öğrenme dönemine girer.’ Üçüncü öğrenim düzeyi ise bir kere kurulduktan sonra hayat boyu süren ilişkilerden oluşuyor.
Birinci öğrenim düzeyindeki insanlarla ilişkilerimiz önemli çünkü, belki de bir daha hiç görmeyeceğimiz insana nasıl davrandığımız, aslında tüm hayatla ilişkilerimize ayna oluyor bir anlamda, en sivri yanlarımız, zayıf yanlarımız ortaya çıkıyor.
İkinci öğrenim düzeyinde yani, hayatımızın bir bölümünü geçirdiğimiz en yoğun öğretmen/öğrenci ilişkisini yaşadıklarımızla öğrenim düzeyi artık kaldırılamaz olduğunda ayrılık oluşuyor. Ancak ilişki bitmiyor. Burası hep hissettiğim birşeydi ve benim için bir onay niteliğinde oldu. İnsan madde değil enerji olduğuna göre ilişki de bedene değil zihne aittir diyor. Yani bir süre birlikte olduğumuz, çok yoğun ilişkiler yaşadığımız insanlarla zihnen yaşadığımız herşey gerçekten ilişkiyi devam ettiriyor. Ve ben zihnimde olumlu sinyaller göndermeye başladığımda ancak bu ilişkinin hayatıma olumlu yansıması oluyor.
Üçüncü düzey ilişki daha azdır diyor kitap. Burada sürekli bir öğrenme ve öğretme dengesi oluşuyor çünkü. Bu bazen bir dost bazen bir düşman olabiliyor:) “Bize öğretecek en çok şeyi olanlar, kendi sevme kapasitemizin sınırlarını bize gösteren kimselerdir, onlar korkulu hallerimizi bize bilinçli ya da bilinçsiz olarak zorlayanlardır. Onlar bize duvarlarımızı gösterirler. “
İlişkilerle nasıl şifalandığımızı bir kez daha görmek çok güzel. Aslında sadece roller var hep söylediğimiz gibi. Herkes oyuncu ve eşit olarak başlıyor hayata, sonsuzluğun eşsiz parçaları. Ancak biz kendimizi öğrenmek, çözmek, hayatı daha iyi anlayabilmek için bir sürü roller dağıtıyoruz. Sonra da o rolleri dağıttığımızı unutup kızmaya başlıyoruz rollere:) Aslında tüm kızgınlığımız dersi bir türlü anlamayan, ya da anlamak istemeyen kendimize elbette:))
Çok eğlenceli bir oyun değil mi böyle olduğunu fark edince:) Çok keyifli ve eğlenceli oyunlar dileğiyle:)

--Alıntı--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder