1- Bütün anıları depolar. Hiçbir şeyi
silmez. Ana rahminden ölene kadar… Geçici olan ve geçici olmayan her şeyi
kaydeder. 0–7 yaş arasında kritik akıl faaliyette olmadığı için her şey
doğrudan bilinçaltına kaydedilir, doğru-yanlış, güzel-çirkin, ahlaklı-ahlaksız
ayrımı olmadan… Kayıt anında anlamsız olsa bile ilerleyen dönemlerde
kaydedilene, yaşantılar sonucu bir anlam yüklenir ve bu anlama göre kişinin
tepki vermesi sağlanır.
2- İlişkilendirmeler, genellemeler yapar. Benzer
şeyler ve düşünceler arasında bağlantılar kurar ve hemen öğrenir. Bu özellik
çoğu zaman kişiyi zor durumda bırakır. Örneğin belli bir köpek yüzünden
gerçekleşen korku yaşantısını bütün köpeklere genelleyerek bir fobi
yaratabilir. Bir başka örnek: bahar aylarında acı bir kayıp yaşayan kişinin
bilinçaltı bu acı ile baharı birbirine bağlayarak kişiye yıllarca süren bir
döngüsel depresyon yaşatabilir. Çoğu zaman insanlar yıllar önce olan o olayı
unutmuş olsalar bile bilinçaltı unutmaz.
3- Tüm anıları organize eder. Bunun için de zaman
çizgisini kullanır. Bilinçaltı geçmiş, şimdi ve gelecek zamanı farklı yerlere
kodlar. Örneğin geçmiş zaman, bazıları için arkada, bazıları içinse sağ veya
sol yanda olabilir. Gelecek ise önünde uzanmış olabilir. Özellikle geçmiş ile
ilgili hatıraların kodlandığı yer yaşanan birçok problemin kaynağı teşkil eder.
4- Çözümlenmemiş, olumsuz duygu yüklü anıları
bastırır. Amacı kişiyi korumaktır. Yine de baskılanmış bu anılar ile ilgili
semptomlar yaratmaktan da geri kalmaz. Örneğin kişinin yaşadığı taciz olayını
bastırır ama kişinin kirlenmişlik hissini temizlik takıntısı ile dışa vurur.
Bunu klasik bir obsesif-kompülsif durum olarak görürseniz tedavi şansınız
kalmaz. Bu davranışı baskılasanız bile ya bir süre sonra yeniden ortaya çıkar
ya da şekil değiştirir.
5- Bastırılmış anıları çözüm için sunar. Bir
davranışın neden yapıldığını açıklamak ve “sahibini” korumak için bunu yapar.
Ama sunduğu anının, o davranışla ilgili olması gerekmez. Sadece mantığınıza
yatması ve o duygusal tepki için “sahibine” hak vermeniz yeterlidir.
6- Bedeni işletir. Bunun için detaylı bir planı
vardır: Vücudun şimdiki halinin ve mükemmel sağlığın planına sahiptir. Bu
nedenle bilinçaltının yarattığı psikosomatik rahatsızlıkları yine bilinçaltının
yardımıyla gidermek mümkündür. Bazen bunu kendisi de yapar. Örneğin sınav
kaygısı yüksek bir öğrencinin bilinçaltı kaygıyı yaratan sınavdan sahibini
korumak için bağırsak sistemini bozabilir, o geceyi acilde baygın geçirtebilir,
elleri ayakları, sanki sinir ucu iltihaplanması varmış gibi tutmaz olabilir vs.
Ve sınav saati gelip geçtiğinde sahibini tekrar eski haline getirebilir. Aynı
zamanda Yüksek Benliğin işleyişini kontrol eder.
7- Bedeni korur. Bedenin bütünlüğünü korur. Hücre
düzeyinden sistemlere, sistemlerin uyumlu çalışmasına kadar bütün bedenin
işleyişini bir an bile bırakmaksızın kontrol eder. Siz nefes almayı
unutabilirsiniz ama o unutmaz.
8- Duyguların hâkimidir. Bilinçaltı tüm
duygularımızın kaynağı ve yerleştiği yerdir. İnsan duygudan bir an bile
çıkamaz. Bir duygu durumundan bir başkasına geçer ve bütün davranışların
altında duygular vardır. Bilinçaltı olaylar ve duygular arasında bağlantılar
kurar. Kurulan bu bağlantılar ve yüklenen anlamlar davranışlarımızın gerçek
sebepleridir. Bir davranışı değiştirmek için ona yüklenmiş anlamı göz ardı eden
yaklaşımlar, bilinçaltı karşısında yetersiz kalmaktır. Örneğin eğer sigaraya
kendine güven gibi bir anlam yüklenmişse, bu anlamı yükleyebileceği yeni bir
davranış seçeneği sunmazsanız sigarayı bırakmanıza izin vermez. Bulunan
davranış seçeneğinin de en az sigara kadar kolay ulaşılabilir olması gerekir.
9- Son derece ahlaklıdır. Size öğretilen ve içinde
yetiştirildiğiniz ahlaksal yapıya sıkı sıkıya bağlıdır. Tersi davranışlarda
yaşanan suçluluk duygusu bazen bir ömür boyu sürer. Bu kez de bilinçaltı kişiyi
cezalandıracak bir hastalık veya bir mahrumiyet yaratabilir.
10- Hizmet etmekten hoşlanır, gerçekleştirmek için
net ifadelere ihtiyaç duyar. Bilinçaltı sahibi ne isterse sahibine onu verir.
Yalnız bilinçaltı çok istediğimiz veya hiç istemediğimiz şeylere, yani iyi
konsantre olduğumuz şeylere ulaşmamızı çabuklaştırır. Bundan dolayı Hipnozda
kişi hep olumlu olana, istenen duruma yönlendirilir.
11- İstenene ulaşılması için kaynaklar üretir, muhafaza eder, dağıtım yapar ve “enerji” iletir. İsteme noktasında dikkatli olmak gerekir. Sürekli ölmek istediğini söyleyen biri, sonunda bilinçaltını tedavisi çok zor ya da imkânsız bir hastalık yaratmaya itebilir.
12- Negatif olanı doğrudan işleme koymaz. Konuşma
dilindeki olumsuzluk eklerini algılamaz. Örneğin “artık korkmak istemiyorum”
sözünün bilinçaltı için doğru versiyonu şu soruya verilen cevapta saklıdır:
“Korku duygusu yerine hangi duyguyu yaşamak isterdin?”
13- Bilinçaltınıza ne ekilirse onu biçersiniz.
Özellikle çocukluk döneminde çevre kişiye nasıl davranmış ise bilinçaltı
bunları benimser. Kişiye ve kişinin çevresine aynı davranışları yansıtır. Bu
nedenle birçok insan anne ve babaları gibi olmayacaklarını bilinçli tercihleri
olarak dile getirseler bile, yaşları ilerledikçe anne ve babalarına benzerler.
Bilinçaltı kendini nasıl algılıyorsa kişinin davranışlarını da bu algılar
doğrultusunda belirler. Bilinçaltı algılar hipnoz ile değiştirildiğinde
istenmeyen davranışlar da değişir. Kısacası bilinçaltınız ne ise
davranışlarınız da o olma durumundadır.
14- Tüm algıları gerçekleştirir ve kontrol eder.
Bunlar alışılmış, olağan algılar olabildiği gibi telepatik algılar da olabilir.
Örneğin uzaktaki bir sevdiğinizi sebepsiz düşünmeye başladığınızda o kişiden
bir telefon alabilirsiniz. Ya da bir rüya ile olabilir bu… Bu algıları alır ve
onları bilinçli zihne gönderir.
15- İçgüdülerden sorumludur ve alışkanlıklar
üretir. Alışkanlıklar aslında üçe ayrılabilir: İyi, kötü ve günlük
alışkanlıklarımız. Bunların kontrolü tamamen bilinçaltındadır. Bilinçli olarak
yapmaya başladığınız bir davranışa, bilinçaltı bir duygu yükleyerek kaydeder ve
davranış tamamen onun kontrolüne geçer. Bu nedenle bu derinlikteki sigara
alışkanlığınızı bırakamazsınız… Bıraktıktan bir süre sonra geri dönüşler olur.
16- Bir davranış yer edene kadar tekrarlamaya
ihtiyaç duyar. Bir kez yer ettikten sonra da davranışı bırakmaz. Çünkü
değişimden ve yenilikten nefret eder. Geçmişteki duygu, düşünce ve
davranışlarını değiştirmeyi sevmez. Geçmişteki olaylara verdiği tepkileri, yeni
olay ve durumlar farklı olsa da sürdürür. Bu da aslında sahibini sıkıntıya
sokar. Örneğin çocukken büyüklerin yanında bir davranıştan dolayı birkaç kez
yüzü kızaran biri, artık istemese de her otoriteyi temsil eden insanların
karşısında aynı durumu yaşatabilir. Bilinçaltı değişim yönünde tembeldir. Bir
kez doğru olduğunu kabul ettiği bir inanç edindikten sonra o inancı destekleyen
bilgiler dışındakilere karşı kendini kapatır. Zaten bu nedenle “sokma akıl yedi
adım gitmez” der atalarımız. Yani nasihatin çoğunlukla işe yaramamasının sebebi
budur.
17- Bilinçaltı oldukça inatçı, ısrarcı ve sabırsızdır.
İhtiyaçları karşılanana kadar bir bebek bıkmadan ağlar.
18- Durmaksızın daha fazlasını aramaya
programlanmıştır. Her zaman keşfedecek daha fazlası vardır. Bilinçaltı çocuk
merakıyla 7 gün 24 saat durmadan çalışır.
19- En iyi şekilde bir bütün olarak çalışır. İşlev
için bölümlere ihtiyaç duymaz.
20- En az çaba ilkesiyle işlevini yerine getirir.
En az dirençli yolu izler. En az çabadan kasıt, işlevini yerine getirirken
gerektiği kadar enerji ve zaman kullanımıdır. Ne daha az ne daha çok…
11- İstenene ulaşılması için kaynaklar üretir, muhafaza eder, dağıtım yapar ve “enerji” iletir. İsteme noktasında dikkatli olmak gerekir. Sürekli ölmek istediğini söyleyen biri, sonunda bilinçaltını tedavisi çok zor ya da imkânsız bir hastalık yaratmaya itebilir.
ALINTIDIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder