Bu yazımızda aydınlanmış insanların genel özelliklerine değineceğiz. Böylece aydınlanmış insanlardan ilham alarak, kendiniz için de bir rehber oluşturabilir veya kendinize bir yol haritası belirleyebilirsiniz.
1. Şu anda yaşarlar
Aydınlanmış insanlar geçmiş ve geleceğin akıl tarafından yaratılmış zihinsel yapılar olduğunu ve gerçek tinsellikle hiçbir alakası olmadığını anlamışlardır. Tek gerçekliğimiz şu anda içinde yaşadığımız zamandır. Geçmiş veya gelecek hakkında düşünmek ve birtakım şeyleri tezahür etmek yine, yalnızca şimdiki zaman diliminde gerçekleşebilir. Bu insanların, şimdiki zamana olan derin odaklanması, onlara güçlü bir canlılık hissetmelerine ve etrafında olan biten olaylara ve insanlara karşı farkındalık geliştirmelerine olanak vermiştir.
2. Bir şeyden sadece yaptıkları için zevk alırlar ve bunu başka bir şeye yormazlar
Aydınlanmış, bilge insanların bir amacı yoktur çünkü, amaçlarını zaten gerçekleştirmişlerdir. Gelecekte onlara getireceği potansiyel faydasına bakmaksızın, yaptıkları her aktiviteden sadece o aktiviteyi gerçekleştirdikleri için zevk almaya bakarlar. O olayın başka bir şey olmasını ummazlar, keşkeleri yoktur. Ruhani öğretmen Ram Dass “Burada olmayı tercih ederim” der. O halde siz burada olmaktan başka ne bekliyorsunuz?
3. Egoları yoktur
Şu anda yaşadıkları için, çoğunlukla geçmişte yaşanmış tecrübelerin yorumuna dayanan ‘kendi hikayeleri’ de çok fazla umurlarında değildir. Düşünceler üzerine inşa edilmiş zihinsel yapıdan ibaret olan ego ve benlik gibi kavramlar da onlarda yok olmuştur. Çünkü egonun gerçek benlik olmadığının farkındadırlar.Başarısızlık, başarı, onur, utanç, tanınma veya para onlar için hiçbir şey ifade etmez. Bunlar sadece sosyal normlara dayanır. Onların kimseyi etkilemesi gerekmez ve insanların kendileri hakkında ne düşündüğünü umursamazlar. Onlar sadece kendi hayatını yaşarlar ve hayatlarında hiçbir endişeye yer vermezler.
4. Akıl ve bedenlerinin gerçek benlikleri olmadığını anlamışlardır
Vücudumuzdaki tüm hücreler her 7 yılda bir yenilenir ve düşüncelerimiz sadece aklımızdan gelip geçer; bu yüzden zihin ve bedenimiz bizim gerçekten öz benliğimizi oluşturamazlar. Aydınlanmış insanlar, kendi beden ve zihinlerinin ötesindeki varlığın farkındadırlar. Onlar kendi beden ve zihinlerine tanıklık ederek, dış dünyayı tarafsız bir şekilde gözlemlerler.
5. Hayatı çok fazla ciddiye almazlar
Onlar için hayat, olayların akışına tarafsız bir şekilde tanıklık edebilecekleri bir oyun bahçesidir. Dış dünyada olup bitenlerin kendi öz benliklerini etkileme gücünün kesinlikle olmadığını anlamışlardır.
6. Ne kadar yaşayacaklarını umursamazlar
Aydınlanmış insanlar sadece şimdiki zamanda yaşadıkları için, zaman kavramı onlar için silikleşmiştir. Biz sadece şimdiki zamanda yaşayabiliriz ve şimdi zamansızdır. Eğer düşünmeyi durdurursak, geçmiş ve gelecek zaman fikri kaybolur. Bundan sonra da, 5 saniye içinde veya 50 yıl içinde öleceğimizin artık bir önemi kalmaz. Sahip olduğumuz tek şey mevcut anın kaybıdır, bunun dışındaki her şey zihinsel oluşumlardan ibarettir.Geçmiş zamanı tezahür etmemiz sadece şimdiki zamanda gerçekleştiğinden, 70 ya da 20 olduğumuzun bir önemi kalmaz. Geçmişimiz bir yanılsama, aklımızın bize oynadığı bir oyundur. 70 yılda biriken deneyimlerimizi hatırlayarak, sadece dün yaşadığımız bir olayı hatırlayarak duyduğumuz mutluluktan daha fazlasını elde etmeyiz. Zaten geçmişi hatırlamaktan ziyade bu anın tadına varmamız gerekmez mi?
7. Kendi hayatlarını yaşarlar ve başkalarının da bunu yapmasına izin verirler
Kendileri özgürdür ve başkalarının da özgür olmalarını isterler. Duygusal anlamda diğer insanlardan bir beklentileri yoktur ve onlardan bir şey talep etmezler. Başkalarının kendi hayatlarına doyum getirmesini beklemezler çünkü diğerlerini, kendileri ile birlikte olmaya zorlanın bir anlamı olmadığının çoktan farkındadırlar. Nihayetinde gerçek aşk ya da sevgi, insanları hayatımızda sıkı sıkı tutmak ve gitmelerine izin vermemek değil; gerektiğinde eğer gitmek onlara mutluluk verecekse, bunu göze almak ve izin vermektir, bu bizi mutlu etmese dahi.
8. Kendi kendilerine mutludurlar
Onlar, küçük çocukların yaşadığı doğal mutluluk durumunu yaşarlar; yani mutlulukları, içten gelir. Mutlu olmaları için kimseye ya da hiçbir şeye ihtiyaçları yoktur. Gerçekten başkalarının varlığından ve arkadaşlığından zevk alsalar bile, onlara duygusal olarak bağlanmazlar. Başkalarıyla birlikte olmaktan mutluluk duysalar da yalnız olarak da tamamen mutludurlar.
alıntıdır
alıntıdır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder