Booking.com

Aile Dizimi’ne devam

Ayşe ARMAN

 aarman@hurriyet.com.tr 

Aile Dizimi’ne devam


“AİLE dizimi” kuramı, beni uçurdu! Sabah akşam, “aile dizimi”nden ve bu yöntemle kendine başvuranların sorunlarını gideren psikoterapist Mehmet Zararsızoğlu’ndan söz etmek istiyorum. En kısa zamanda da workshop’una katılacağım. Ben bu tür şeylere açığım, meraklıyım, bir arkadaşıma söyledim, “İşim olmaz!” dedi, sevgilime “Hadi gel gidelim” dedim, “Ben almayayım, alana mani olmayayım!” dedi. O, işleyen saati kurcalamama felsefesinde olan biri.

Aslında “aile dizimi” denilen şey, “Kimsenin ahını alma, o ah, sana ya da sevdiklerine bir şekilde geri döner” lafını hatırlattı bana. Yani bir ilahi adalet var. Aile bireylerinin başına gelen bir şey ya da onların yaptıkları bir kötülük, bir şekilde sonraki kuşaklara taşınıyor. Yaşamda her şey aslında tekrar ediyor. Mehmet Zararsızoğlu’yla dün başlayan röportaj, bugün de devam ediyor...
*  Ben de kürtaj oldum ama suçluluk duymuyorum. Ya da duyuyorum da farkında mı değilim...
Kürtaj, sizi bir başka kadın kadar etkilememiş olabilir. Herkes farklı. Herkes biricik. Ama belki şu noktaya gelmeniz iyi olur: “Ben bunu o günkü koşularda yaşadım, yaptırdım, iyiydi kötüydü demenin manası yok. Ama o çocuğa/çocuklara da yüreğimde yer açmam gerekir. Benim sadece Alya değil, Alya’dan evvel de çocuk/çocuklarım vardı.” Bu duyguyu hissettiğinizde, kürtajın sizin üzerinizdeki etkisi azalacak. Belki kızınıza da biraz daha büyüdüğünde, “Başka çocuklarımızda olacaktı onu o günkü koşullarda aldırdık dediğinizde, onların sorumluluğunu aldığınızı göstereceksiniz ve Alya’nın onları ömür boyu üzerinde taşıyacak bir yük haline getirmesine müsaade/_np/7259/10067259.jpgetmeyeceksiniz!”
*  Bunca zamandır kapalı olan çekmeceleri açmak iyi bir şey mi?
Kapalı çekmecelerdeki hiçbir şey, buharlaşıp yok olmuyor ki! Kapalı dursalar da. Üstelik çekmece çok dolduğunda, dolabı toptan aşağı indiriyor. Yaptığımız, bir ruhsal havalandırma. Yaşamımızı olumsuz etkileyecek, mutsuz kılacak şeylerden arındırma. Hiçbir günahları olmadığı halde birtakım şeyleri gelecek nesillere devretmek de kurtulma, bir ruhsal bir hafifleme. Bu anlattıklarım sizi ürkütmesin, ben work-shop’larımda, “Eyvah cinayet!” gibi olumsuz anlamlar atfetmiyorum, sadece yüreğimizi açıp, o gerçeği görmemizi sağlıyorum.
*  Bir yüzleşme...
Evet aynen öyle. Taşımamak. Artık hamal olmamak. Bize ait olmayan yükleri taşımamak.
*  Diyelim ki ailemden biri, geçmişte fena bir şeyler yaptı ama benim haberim yok. Onun ne yaptığını bile bilmiyorum ki onun yükünü taşıyor olayım...
Siz zaten anlamıyorsunuz, onu biz anlıyoruz.
*  Sizin gibi birine gelmezsem ne olacak...
Farkında olmadan bir sürü farklı terapi teknikleriyle, ilaçla, yogayla, bir sürü şeyle hayatınızda ters giden şeyleri temizlemeye çalışacaksınız. Ama ne kadar başarılı olursunuz, bilinmez.
*  Bir kişi size başvurduğunda ne yapıyorsunuz önce?
Danışanlarıma ödev veriyorum, “Ailenizin bütün üyelerinin ruhsal ve fizyolojik haritasını çıkarın, geçirdikleri bütün travmaları yazın.” Şok olarak geliyorlar, “Meğer neler varmış ailemizde” diyorlar, ölen bir kardeş, ailenin göç etmesi, kara sevdaya tutulmuş biri, intihar... Tabii bunların her biri farklı bir şekilde gelecek nesillere sirayet ediyor...
*  Bu mekanizma nasıl işliyor, bir formülü var mı?
Var oluşumuzun üç temel yapısı var: 1- Beynimiz, 2- Bedenimiz 3- Ruhumuz. Beynimiz insanın hiçbir zaman üretemeyeceği kadar mükemmel bir bilgisayar. Bedenimiz de biraz anatomi bilen bir insanın bile hayran kalacağı kadar olağanüstü yaratılmış bir makine. Ruhumuz da aslında programlayıcı. Matristen gelen ve bizim yaşam içinde karşımıza çıkan şeylerden oluşan tüm veriler, beyinden bedene hareket ve yayılım içerisinde. İşte bilgisayarın o hard diskinden gelenlerle, ruhtan gelenler bir uyum içerisinde ise makine kolay kolay hastalanmıyor. Ama ikisinin arasındaki her türlü uyumsuzluk, birtakım sorunlara, rahatsızlıklara sebebiyet veriyor.
Kansere davetiye
Kendisini değil başkalarını düşünen, çocuk gibi değil büyük gibi davranan, yaşamda sıranın kendisine gelmesine izin vermeyen insanlar çok kolay kansere davetiye çıkartabiliyorlar..
Geçmişte yaşananlar bize nasıl geri dönebilir?
Aşağıdakilerin illa ki geri dönüşümü olur, aileden birilerinin hayatına ağırlık katar.
-  Aileden birileri evlatlık verilmişse...
-  Bir yerden bir yere göç etmişse...
-  Savaşa katılmış, geri dönmemişse...
-  Cinayet işlemişse...
-  Mirassal haksızlık varsa...
-  Alkol kumar gibi bağımlılıklar söz konusuysa... /_np/7261/10067261.jpg
-  Anne ve babayı erken kaybetme...
-  Kürtaj, düşükler, erken ölümler...
Bert Hellinger kimdir?
“BERT Hellinger, Alman kökenli bir teolog. Bir din adamı. Ama felsefe ve pedagoji okuyor ve yıllar süren terapi eğitimi alıyor. “Aile dizimi” kuramını yoktan var etmiyor ama bugünkü hale gelmesinde çok emekleri var. Yıllarca birlikte çalıştık. 2006 yılında ise Hellinger başka bir yola girdi. Hiç önderlik talebi yokken, eşiyle bir oluşum kurdu ve önderlik talebi oldu. O tarihten itibaren benim de içinde bulunduğum bir grup, Hellinger’den uzaklaştık. Hepimiz bir yerlere dağıldık, ben de ülkeme geri döndüm, ‘Türkiye Sistem Dizimleri Enstitüsü’nü kurdum. Hiçbir şekilde Hellinger ile bir bağ içerisinde değiliz, biz çok daha profesyonel bir yol takip ediyoruz.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder