Booking.com

Acılara yapışıp kalmaktan vazgeçin




İnsanların nefret ettikleri şeyleri sırtlarında taşıma ve bu duyguların devamlılığını sağlama gibi alışkanlıkları vardır. Yaralarına sürekli parmak basarlar, çünkü onların hayatları geçmişe bağlıdır. Farkındalık geçmiş ve gelecekte barınamaz, o tek bir zamana ihtiyaç duyar, o da şimdi'dir. Farkında olarak, şimdi'nin içinde olmanın huzurunu hissetmeye başladıkça, sürekli geçmişte takılıp kalınan acılar, artık kendiliğinden yok olmaya başlar, şimdiye kadar sımsıkı tutulanlar bırakılır. Geçmiş mevcut olmadığında, gelecek de yok olur. Çünkü gelecek, yalnız geçmişin bir yansımasıdır. Geçmiş ve gelecekten özgür olmak, derin bir iyi olma hali ortaya çıkarır, bu iyi olma hali, dönüşümün başlangıcıdır.
Geçmişi ve geleceği düşünmeyi bırakın

Bize tahrik eden bir insanla karşılaştığımızda öfkelenir, birisini affedecek olursak, yaptıklarının onun yanına kâr kalacağını zannederiz. İşte bu yüzden, olumsuz olayları hep zihnimizin bir kenarında tutmak isteriz. Bu bir savunma mekanizmasıdır. "Kendimi korumaya alayım ki, başıma aynı şey geldiğinde hatırlayayım," diye düşünürüz. İşte bu düşünce, ego'muzun (bencilliğimizin) bir oyunudur.

İnsanı alçaltan, onun doymak bilmeyen ben'liğidir. Her an bir yakınını kırmaya, ve bu hoş dünyada hem Allaha, hem de insanlara, kafa tutmaya hazırdır. Benliğini yok edince, ne düşmanı kalır, ne de özür dilemekten beli bükülür. (Mevlana)

Ego, yalnız zihnimize değil, bilinçaltımıza da hükmeder, bu sayede istesek de, geçmişimizi unutamayız. Onu sürekli bilinçaltımızda tutar, kendimizi daha güvenli hissederiz. Oysa bu doğru değildir, kötü anıları tuttukça, onlara duyduğumuz öfke, içimizde daha da büyür, daha tehlikeli bir hal alır. Bu kez tek bir kıvılcım, bir alev için yeterli gelir. Artık hemen öfkelenen birisi oluruz. Bunu, lüzumlu lüzumsuz herkese yansıtır, karşımızdaki kişinin egosunu kaşıdığımız ölçüde, onun da bize benzer bir sertlikle cevap vermesi olasılığı ortaya çıkar.

Eğer güzelliklerin hayatımıza girmesini istiyorsak, eski olumsuz olayların duygusal yükünü sırtımızda taşımaktan vazgeçmeliyiz. Karşımıza saldırgan birisi çıktığında, savaşmak yerine, merkezimizde sabırlı kalabilmemiz önemlidir. Karşı taraf saldırmak için kışkırtmaya devam etse de, bizden karşılık alamadığında, öfkesi ister istemez azalır. Onu kendi haline bırakıp, ilgimizi başka bir şeye yöneltebiliriz. Hatta onu yaptıklarından dolayı yargılamaktan sakınır, böylece huzurumuzu muhafaza etmiş oluruz.


ALINTIDIR.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder