Booking.com

BAĞIMLILIK DUYGUSU VE BAĞIMLI SEVGİ

BAĞIMLILIK DUYGUSU  - BAĞIMLI SEVGİ

Bağımlılığın kaynağında sevgi eksikliği yatar.

Bağımlı kişilerin kurtulamadıkları içsel boşluk hissi, doğrudan doğruya ana babalarının, çocuklukları sırasında gereksindikleri şefkat, dikkat ve özeni kendilerine verememiş olmalarının bir sonucudur.

Çocukluklarında sevilen ve özen gösterilen çocuklar, kendilerini değerli ve sevilmeye layık bulurlar.

Kendi kendilerine karşı dürüst oldukları ve bu niteliklerini korudukları sürece de sevileceklerinden ve özen gösterileceklerinden emin olarak yetişkinliğe adım atarlar.

Halbuki sevgisiz yada sevginin düzensiz bir biçimde gösterildiği bir ortamda büyüyen çocuklar, yetişkinliğe adım atarken böyle bir iç güvenden yoksundur.

Tam tersine, içlerinde bir güvensizlik ve “hiçbir şeye yeterince sahip değilim” hissi ve dünyanın güvenilmez ve hiçbir şey vermeyen bir yer olduğu duygusu bulunur.

Kendilerinin de değerli ve sevilebilir olduklarından pek emin değillerdir. Bu nedenle, nerede olursa olsun, ilgi sevgi ve güven elde etmek için çabalamalarına ve bulduklarında da kaybetmemek için hırsla yapışmalarına şaşmamak gerekir.

Bu da onları, sonunda, korumaya çalıştıkları ilişkileri yok edecek, sevgisiz, karşılarındakini idare etmeye götüren Makyavelist davranışlara götürür.

Sevgi ile disiplin el ele yürür. Bağımlı kişilerin aşırı bağımlılığı, aslında Karakter bozukluğunun en önemli tezahürüdür.

Bağımlı kişiler öz-disiplinden yoksundur. İlgiye karşı duydukları açlığın, doyurulmasının getireceği hazzı geciktirmeyi istemezler ve bunu yapamazlar.

Bağlılıklar kurmak için her şeyi yaparlar ve dürüstlükten bile vazgeçerler.

Bağımlı kişilerin en önemli özelliği sorumluluk duygusundan yoksun olmalarıdır.

Pasif bir biçimde başkalarının, hatta çocuklarının, onların mutluluk ve doyum kaynağı oluşturmalarını beklerler. Bunun için de mutsuz ve doyumsuz oldukları zaman, bundan başkalarını sorumlu tutarlar.

Sonuçta sürekli olarak kızgınlık duyarlar. Bu nedenle, bir başkasına bağımlı olmak için kendinize izin vermeniz, kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüktür.

Özet olarak;

Bağımlılık sevgi gibi görünebilir. Çünkü o insanların, kendilerini bir başkasına şiddetle bağlamasına neden olan bir güçtür.

Gerçekte bağımlılık sevgi değil, sevgisizliktir. Vermekten çok almanın peşindedir.

Olgunlaşma yerine çocuklaşmayı besler.

Özgürleştirmek yerine, kısıtlamaya, köleleştirmeye çalışır.

Sonunda da ilişkileri ve insanları geliştirmek yerine yıkıma uğratır.

Sevgi ise insanın, kendisinin ve bir başkasının ruhsal tekâmülünü desteklemek amacıyla, benliğini genişletme arzusu ve eylemidir.

Sevme isteği veya sevgi duygusu “sevme” değildir.

Sevgide hem niyet vardır hem de eylem. Sevgi yaptıklarıyla belli olan bir irade olayıdır. Özgür iradeyle yapılan bir seçim, bir tercihtir.

Sevgi yalnızca vermek değildir; akıllıca, sağduyulu ve mantıklı (aklın terazisinde tartarak) bir biçimde vermek demektir.

Hatta bazen de vermemek demektir. Sevgi mantıklı övgü, mantıklı eleştiri demektir.. sadece teselli edip rahatlatmak değil, mantıklı bir biçimde tartışmak, mücadele etmek, yüzleşmek, zorlamak, teşvik etmek ve gerektiğinde hedefe doğru itmektir.

Yani sevgiyle davranmak, içgüdüyle davranmak veya kontrol edemeyeceğimiz duyguların yönetimde davranmak değildir.

Gerçekten seven kişi, bilinçli olarak hoşlanmadığı, o anda sevgi duymadığı, hatta kendisine itici gelebilen bir insana karşı da sevgi dolu yapıcı davranışlarda bulunur.

Kaynak: "Az seçilen yol" Dr. M. Scott Peck,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder