Booking.com

Vermek almaktır





Güçsüzlük, yetersizlik ve tamamlanmamışlık olan hislerimizin sebebi, tüm illüzyon dünyasını yöneten kıtlık ilkesine yatırım yapmamızdan kaynaklanır. Bu açıdan baktığımızda, kendi hislerimize göre eksikliğini hissettiğimiz şeyleri, başkalarında ararız. Bir şeyler elde etmek için başka birini severiz, çünkü istisnalar dışında dünyada sevgi bu şekilde tanımlanır. Bundan daha büyük bir hata olamaz, çünkü gerçek sevgi hiç bir şey talep etmez.

İçimizde kıtlık inancı olduğu sürece, vermek ve paylaşmak yerine, yığmak ve biriktirmek isteriz ve ne kadar elde edersek edelim, hiç bir zaman yeterli olmaz. Böylece çevremizde kıtlık oluşturmaya devam ederiz. Ama arzumuz almak yerine vermek olduğunda, çekirdek inancımız bizim başkalarına da verecek kadar alabildiğine bolluk ve berekete sahip olduğumuz zihniyetine sahip olur. Vermek eylemi, karşı tarafı da bu eyleme yöneltir, yönelttiği ölçüde de güçlenir. Başkalarına verdiğimiz sevgi, onlarda da bize verme isteği uyandırır. Ancak Sevgi, sevgiyi yaratmıyorsa, bu verdiğimiz sevginin güçsüz olduğu anlamına gelir.

Verme eylemi olarak sevme yeteneği, kişisel gelişime bağlıdır. Kişinin tam anlamıyla kendisini verebilmesi ve sevebilmesi için, yaratıcılığının baskın duruma gelmesi ve başkalarını kullanma, talep edici gibi özelliklerin aşılmış olması gerekir.

Sevgide sürekli bir devinim (hareket) ve etkileşim olmalıdır, bu anlamda iki taraflı paylaşım önem taşır. Öğrencilerin öğretmene bir şeyler öğretmesi, seyircilerin oyuncuyu motive etmesi, hastaların psikanalisti iyi etmesi gibi örnekler, bu iki yönlü sevgiye işaret eder.

"Vermek" kimi zaman büyük bir yanılgı sonucu, vazgeçmek veya feda etmek gibi de tanımlanır. Bu, sömürücülük, alıcılık ve istifçilikten öteye geçememiş kişinin yorumudur. Tüccar anlayışlı kişi de, bir şey almak şartıyla vermeye hazırdır. O’na göre, almadan vermek, kandırılmaktır. Bazıları fedailik yaklaşımıyla vermeyi erdem sayar, onlara göre vermek acı verici bir şey olduğundan yapılır. Ancak bizim özümüz olan kişilik, vermeyi, güç ve kudret ile dolu olmanın en iyi anlatımı olarak görür.

Vermek her zaman koşulsuz olmalıdır. Eğer koşulsuz değilse, hiçbir şey vermiyorsun demektir ve hiçbir şey de alamazsın. Hayata ne verirsen onu alırsın. Bu, ilişkilerin için de geçerlidir. Tüm düşünce ve davranışlarının koşulsuz olması şartıyla, sevgi verirsen, sevgi alırsın. Eğer eylemlerinle verip de, düşüncelerinle vermiyorsan, bu yaptığının hiçbir anlamı yoktur. Doğru anlamda verme, düşüncelerin ve eylemlerin kusursuz ve uyumlu olması ile çerçekleşir. Eğer verirken düşüncelerin sevgi içermiyorsa, bu vermek değildir. Eğer sevginin karşılığında sevgi almak için veriyorsan, aslında hiçbir şey vermiyorsun demektir.

Vererek ve paylaşarak sevgi dolu bir hayatı yaşamayı seçersen, mutluluğu ve memnuniyeti de seçmiş olursun. Tüm mutsuzluk ve memnuniyetsizlik, sevmemeyi seçmekten kaynaklanır. Bu, yaradılış yasasıdır. İstediğini seçmekte özgürsün. Fakat seçiminin sonuçlarını istediğin gibi yaşamakta özgür değilsin.



alıntıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder