Booking.com

22 Aralık 2014, Yılın Son YENİAY’ı











     











Maddi ve manevi anlamda değerlerimizi, kazançlarımızı, önceliklerimizi elden geçireceğimiz, alacak verecek hesaplarına girişeceğimiz, konumumuzu geliştirmek için arzu duyacağımız, statümüzü korumak, değerimizi görünür kılmak, kalıcı kazanımlar elde etmek ya da geçmişte kaybettiklerimizi telafi etmek için uğraşacağımız… En azında bu konulara kafamızı takıp derin hesaplaşmalar ve yargılanıp/yargılama halleri yaşayacağımız bir YENİAY olacağı kesin.
Maddi veya manevi kayıplarımızı düşünüp kaygılanmamız, geleceğe dair karamsar bir bakışa saplanıp kalmamız da pek olası…
Hayatın bize hiç de iyi davranmadığını, kötülerin kazandığını, ya da iyi niyetimizin anlaşılmadığını düşünmek bir yerden sonra zaman kaybıdır… Geçmiş bize neleri yapamadığımızı, neleri atladığımızı, neleri işimize öyle geldiği için ”adaaam sende”ye bağladığımızı, neleri çok boyutlu düşünmek yerine anlık rüzgarlara kapılarak adım attığımızı gösteren bir AYNA’dır. Aynaya kızılmaz zira o bize bizi yansıtmaktadır…
Gelinen nokta, bizim geçmiş hatalarımızdan almış olmamız gereken dersleri gözümüzün önüne seren ve bundan sonra yapacağımız seçimlerde, şimdi gelinen hali unutmadan davranmak için bizi uyaran bir trafik ışığıdır!
Ve biz şimdi bağırıp çağırmak, geçmişe yanmak, ya da anlamsız ataklar yapmak yerine izlemek, anlamak, öğrenmek ve iyi düşünülmüş adımlar atmak için yeni bir şansa sahip olacağız.
Acele yargıya varanın sonradan pişman olacağı ”oldu bitti”ye gelen hiç bir kararın, sonradan hoşnutluk getirmeyeceği bir süreçten geçiyoruz.
Kalıcı sonuçlar getirecek değerlendirmeler yapılacak bir YENİAY bu… Üzerimizde çevre ya da iktidar baskısını hissedecek, ya da biz iktidarı ele geçirip bazı tercihler yapmaya soyunacağız. Her iki durumda da, ılımlı ve aklı-selim bir şekilde süreci yavaşlatmamızda ve ilk anda doğru ya da kaçınılmaz gibi görüneni, ”mutlak gerçek” gibi görmemekte fayda var.
Zira olanı normal ya da kaçınılmaz görmezsek, bir ışık çakması ile ”aslında ne olup bittiğinin adını koymamız” ya da ”başka ne gibi alternatiflerimiz olduğunu fark etmemiz” mümkün.
Şayet olaylar bizim kontrolümüz dışında bir akışa girdiyse ve biz mazlum ya da dolaylı olarak etkilenen bir seyirci konumunda kaldıysak, o zaman paniğe kapılmadan izlemek ve güruh psikolojisine girmemek çok önemli! Birilerinin farklı bakmasına, farklı davranmasına her zamankinden çok ihtiyaç var.
Dayatmacı ve kaba tavırlar ile yaratıcı ve ezber bozucu yaklaşımlar arasında amansız bir mücadelenin olduğu zamanlardan geçiyoruz. Geçmişte ”parlak ve özgün” görünmüş olan tutum ya da tercihlerin, şimdi işe yaramaması, bir süre için geri püskürtülmesi/baskılanması, değerinin bilinmemesi de mümkün… Böyle bir durum söz konusu ise – yani ışığı görsek de parlatamıyorsak -, kendi alanımızda ne yapmamız gerekiyorsa ona odaklanmak ve Mart’ın ortasında (15/16 Mart) Uranüs’ün retro olmadığı süreçte yaşanacak olan son Uranüs Pluto karesinin ve 4 Nisan’daki AY Tutulmasının getireceklerine yatırım yapmak yerinde olur.
Kısa dönemli ya da aceleye/oldu bittiye getirilmiş kazanımları değil kalıcı, güvenli, sağlıklı bir gelişmeyi hedefleyen, emektar olmaktan kaçınmadan davranmak gereken bir zamandayız.
Bu YENİAY döneminde yapılacak her türlü mal paylaşımını, hak veya çıkar bölüşümünü, sosyal uzlaşmayı, ticari ya da hukuki sonuçlar getirecek her türlü anlaşmayı hassasiyetle değerlendirmenizi ve tarafların arka plandaki niyet ve beklentilerini iyi incelemenizi öneririm.
Her iki taraf için de uygun gibi görünen bir anlaşmanın sonradan karşı tarafın farklı ajandalarına hizmet ettiğini görebilir, ya da böyle bir işbirliği ya da uzlaşmaya gitmenin bize getireceği ek sorun ya da yükümlülükleri iyi değerlendiremeyebiliriz. Elbette birilerini böyle anlaşmalara sürükleyen tarafın biz olmamız da mümkün.
Bundan da kaçınmak… ”kötü karma” yaratmamak gerekiyor.
İyi düşünün, araştırın ve içinize sinmeyen konularda geri adım atmamaya, çatışmacı olmak yerine yaratıcı düşünmeye ve karamsarlık kapanına girmemeye, gerekiyorsa süreci beklemeye almaya, ve kimseyi kendi çıkarınız için haksız koşullara boyun eğdirmemeye özen gösterin.
Sakin, sabırlı, açık zihinli ve dirayetli olun! 
Etik ve hukuk insanları başkalarından gelecek zararlardan hem de kendi zaaflarından korumak için vardır. Ama bizleri hakkımızı alamama korkusundan da, haksızlık etme zaafiyetinden de asıl koruyacak olan şey İMAN’dır.
İMAN, şu alemin çarkını kuran ve döndüren merkezi sistemin, kusursuz işlediğine olan güvenimizdir. Onun sayesinde felaket gibi görünenler mucizeye, ceza gibi görünenler ödüle, ödül gibi görünenler ise tuzağa dönüşür.
Ve biz İMAN sayesinde aziz bildiğimiz herşeye el uzatıldığı zamanlarda sabır göstermeyi, yoldan çıkmamayı, dirayetimizi ve umudumuzu kaybetmeden yola devam etmeyi beceririz.
İnsan Evladı’nın istekleri bitmez… Biz istediğimizi alamayınca Rabbin bizi unuttuğunu zanneder ve İMAN’ımızı zedeleriz. Oysa bazen verilmeyende bir korunma, verilende ise sınav vardır! Ve bu sınavı geçecek olanlar ancak İMAN sahipleridir.”



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder